Sarhoş
Gemi büyük bir iç yolculuk girişimidir. Henüz on yedi yaşında olmayan bu
oğlanın başına gelen ne varsa o hepsini şiirin çılgın ve çok renkli
mozayiğinin içine yedirmişti. O şiir Rimbaud'nun çocukluk
saplantılarının ürünüdür ve yalnızca Charville'den değil, görünür
dünyadan kaçması için ona eğretilemesel anlamda bir tekne armağan etmiştir.
Hayat öyküsünden öğrendiğimize göre Rimbaud çocukken, yeşil renkli Muse
ırmağında bir tekneyi bağlama zincirinin boyunun elverdiği kadar uzağa
iter, evde, odasındaysa, bir branda bezinin üzerine uzanır, yelkenler,
deniz yolları, tropik adalar, karayı geride bırakmanın getirdiği ruhsal
özgürlüğü düşlerdi. İşte kahinliğin olanca rengini taşıyan bu şiirle
Paris'te Parnas'cıların karşısına çıktığında elinde bu güven mektubu
bulunacaktı. Üstelik ateşleyici dehasına bir giriş anlamında Verlaine'e
gönderdiği şiir de buydu.
Sarhoş
Gemi'de Rimbaud bir dünya düşlemişti, o dünyaya kaçmak istiyordu.
Denizin altındaki göklerin altında denizaltılarının eşliğinde
"milyonlarca altın kuş"a doğru, menekşe rengi bir sis içinde ilerlerken,
yeşil geceler, sayıklama, elektrik gibi çarpan aylar, buzullar, boz
girdaplarla karşılaşırken ve hep anlatılmaz olana ulaşmaya çalışırken
özgürleşmişti. Bir evren yaratmıştı kendine: Sözcükler, kendine
yarattığı bu evrenin içine doğru infilak ediyordu. Kendisi icat etmemiş
olsa da "Sarhoş Gemi"deki hiçbir şey var olamazdı. On dokuzuncu yüzyılın bir
noktasını ateş gibi yakarak yirminci, yirmi birinci yüzyıla geçit veren
bir delik açmıştı. Ama kendisi hala Charville'deydi.
Jeremy Reed
Rimbaud - Sayıklamalar
kitabından
Jeremy Reed
Rimbaud - Sayıklamalar
kitabından
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder