Thomas Ruff

Thomas Ruff’un fotoğrafını ortaya çıkarmak, Robert Rauschenberg, Marcel Duchamp’ın 50’lerin sonlarındaki “Her şey sanat olabilir” düşüncesini yeniden canlandırdığından bu yana tüm dünyada yayılmış olan bir klişenin daha sergilenmesi olarak görülebilir. Bir şeye klişe demek onun doğru olmasını engellemez, ama burada, hem zengin ve kışkırtan hem de boş ve yüksekten atan insanların bu bilgelikten çıkardığı tüm kullanımları incelemeye yer yetmez. Benim ilgilendiğim nokta, görüntülerin dikkatleri nasıl üzerlerinde tutabildikleridir. 1988’de Ruff tavandan tabana kadar büyütülmüş vesikalık resimleri sergileyerek bu konu üzerinde durmaya başladı. Basılı kâğıda sığacak kadar küçültülse bile, bence onun fotoğrafları bizi bakılacak şeyin ne olduğu konusunda düşündürür. Burada tüm görsel fikirlerin en öncelikli olanı, bir insanın yüzü yer alıyor. 


Ayrıca sizin ya da benim kadar gerçek olan tek başına bir bireyin izleri de var. Ancak, kurnazca ve yayılmacı bir sapmayla Ruff, görsel gerçeğin Mahlangu’nun tuvali kadar soyut olduğu dümdüz bir örtü yaratarak tüm potansiyel içeriği boşaltmayı denemiştir. Bir resim/fotoğraf... Hepsi hepsi bir resme /fotoğrafa bakıyoruzdur.

Ya da bakıyor muyuzdur? “Biz yetmişli yıllarda büyüdük”, demişti Ruff bir röportajında. (Bu yıllarının büyük bir bölümünü Almanya'nın sözü geçen belgeselcileri Bernd ve Hilla Becher’le Düsseldorf’ta çalışarak geçirdi.) “Bazen düşündüğünüzü söylememek çok daha iyiydi.” 60’ların coşkusunun uyanışında radikal kültür görüşlerini ısrarla savunurken, bu enerjinin bir kanalı Almanya’nın Baader-Meinhof çetesinin terör taktiklerine yönelmiş, diğer kanalı da şüpheli bir şekilde kravatlara ve kariyere doğru kayarken, birey, son zamanlarda Batı dünyasında gitgide çapını genişleten gözetlemeye dayalı sistemlerin içinde iki arada bir derede kilitlenip kaldı. Yazıcının mürekkebinin burada gördüğümüz düz zemini, sırtını gizli ve bilinmez bir alan olan modern Özel hayata yaslar. Ruff'un da kendisinden “nötr” olarak bakmasını rica ettiği isimsiz arkadaşı, duygularından arınarak kendini kapalı devre televizyona ve iris taramasına hazırlıyordu. Ruff'un fotoğraf makinesi çalışması bizi yüzeylerle karşı karşıya getirir ve onları ahlaki bir boyutla kuşatır.

Julian Bell

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder