Enis Batur


Benim burada durduğuma bakmayın
genç yoldaşım: Burada değilim ben
artık, gövdem çürümeye şimdiden başladı,
ruhum uçtu ve adresini bilmediğim bir dala
kondu, siz dememiş miydiniz bir defasında,
onca toy onca zalim, insanın bilebileceği en ağır
şey kendi ölüm tarihidir, öylesine kesin bir
ağırlık ki bu Atlas’ın sırtına yüklense indirir,
ben her vakit hayatımın yük işçisi olmuştum,
gece gündüz düşünüyorum, nicedir bir tek bunu:

Dursam, durdursam dişlilerin sayrıl döngüsünü,
indirsem kendi elimle, insem hemen şu an şurada
yorgun kervan arabasından: Gücüm kalmamış
ölmek için bile. Geceler delik deşik epeydir,
görüntüler yanlış bir kolaj kuruyor zihnimde,
bir bakıyorum peşpeşe içiçe üstüste çatılmış
yüzlerin arasından seçebildiklerim: Ludwig,
Behçet, Italo — biri diyor ki aralarından:
Senin köprün benim köprüm, 62’den 63’e geçesiye
bitecek saatin: Nasıl sayarsan say, sonsuz
sınırlıdır. Benim burada durduğuma bakmayın,
uzatmayın boşyere elinizi, cümle bitti bitiyor,
sonrasını siz getirin artık.

(Köprüden)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder