GERGEDAN Gözüyle:
GÜLÜMSEYİN. GERGEDAN'sız geçen günler geride kaldı.
Gayet iyi biliyoruz ki,
Türkiye'de kültür ortamı yorgun. Nitelikli kitapların satış miktarları utanç
verici bir düzeyde. Sinemalar, tiyatrolar, konser salonları ve galeriler
neredeyse bomboş. Günlük hayatın kültürle ilgisi artık soru konusu bile
edilmiyor. Giyim kuşamda, mutfakta, eğlence âdabında, eşyaya bakışta ya
başıboşluk göze çarpıyor, ya umursamazlık. İç açıcı bir panorama değil bu ve
iyimserliğe de pek yer bırakmıyor açıkçası. Ama, XXI. yüzyılın eşiğinde,
yapılması gereken herhalde zaten gevşemiş bir ortamı iyiden iyiye gevşemeye
terk etmek de değil. Yeryüzünün dört bir yanında insanoğlu yaratıcı serüvenini
sürdürüyorsa, bu serüveni izlemekten ve elden geldiğince katkıda bulunmaktan
başka bir çıkış yolu göremiyoruz.
Yorgun bir kültür ortamına
dinamizm getirmek şüphesiz tek bir derginin harcı olamaz. Gene de GERGEDAN, bir
noktadan hareket edilmesi gerektiği inancıyla yola çıkıyor. Yeryüzü Kültürü kavramını
getirmemiz boşuna değil: New York'ta ve Pekin'de, Kahire'de ve Paris'te olanca
canlılığı ile sürüp giden kültürel hayattan kesitler sunarken, Türkiye'de de
genellikle kendi köşesine çekilmiş, kimi zaman hafif buruk ya da küskün, kimi
zaman sabırlı ya da mahçup, ama hiç şüphesiz yenik düşmeyen bir inançla
yaratıcı uğraşını sürdüren yazar, sanatçı ve düşünce adamlarının ürünlerini
sergileyeceğiz. Hemen belirtmek gerekir ki, izleyemediği için yavaş yavaş
kültürden kopma yoluna sapmış hatta kültür lâfını duyunca tüyleri ürperecek
hale gelmiş) insanımız için GERGEDAN'ın keyif unsurunun egemenliği, yol boyunca
titizlikle korumayı görev bileceğimiz ilkeleri oluşturuyor. Yani, sığlıktan,
sloganlardan, sıradanlıktan, kakavanlıktan ve pısırıklıktan nefret ediyoruz.
Kurallara, hiyerarşiye ve otoriteye saygılı değiliz. Bizim için önemli olan
yalnızca üslup ve ayrıntı geri kalan herşey vız geliyor.
GERGEDAN'ın ilk sayısı, derginin uzun vâdedeki
programına ve benimsenen yayın politikasına ışık tutmaya yetecek bir içerik
taşıyor. Yazılı ürünlerdeki seçmeci tavrı görsel ürünlerde de göz önünde
tutacağız. (Kısacası, en güzel şiirlere, en iyi yazılara, en yetkin resim,
çizgi ve fotoğraflara yer vereceğiz dergide) Buna, dergicilik geleneğimizde pek
fazla şans tanınmamış bir girişimi, İlk kez yayımlanıyor mührünü eklemek
gerekir: Yalnızca edebiyat alanında değil, bu sayıda olduğu gibi, günışığına
çıkmamış gravürlerden, ressamlarımızın en yeni ürünlerine, yabancı yazarlarla
özel söyleşilerden, yarıda kalmış yapıtlardan seçmelere kadar uzanan geniş bir
yelpazede özgün yayın yapma anlayışını sürdürecek GERGEDAN. Oktay Rifat'tan
Bilge Karasu'ya, Yusuf Atılgan'dan Hulki Aktunç'a, GERGEDAN'da ürünleri yer
alacak yazarların belki de tek ortak yanları, derginin amaçladığı düzeyi
simgelemeleri. Bu açıdan, hedefe doğru yol alırken, derginin, yazarlarından hız
alacağı apaçık bir gerçek. Hazırlanma aşamasında, Abidin Dino ya da Melih
Cevdet Anday gibi olgun kuşağın temsilcilerinde gördüğümüz delikanlı
coşkunluğunu ve ciddiyeti genç kuşağın bazı temsilcilerinde eşit oranda
göremedik ama bu da, başlangıçta sözünü ettiğimiz yorgunluğun belirgin bir
örneğini oluşturuyor zaten. Şimdiden söylemek gerekir: GERGEDAN, genç yazar ve
sanatçıların ürünlerine, işbirliğine, yönlendirici katkılarına öncelikle açık
olacak.
GERGEDAN'ın abone kampanyası, okurla doğrudan
ilişkiyi kolaylaştırmak amacıyla, özendirici ögelere dayandırıldı. Batı
dünyasında yerleşik bir yöntem sayılagelen bu ilişkinin, yayınların düzenli ve
sürekli akışı açısından canalıcı bir yanı vardır. Bu nedenle de, fotobiyografi dizimizin
kitapları ve Modern Dünya Edebiyatı Antolojisi başlıklı 800 sayfalık derleme,
yalnız abonelere ulaştırılacak, piyasaya sunulmayacaktır. GERGEDAN'ın
Türkiye'ye gelmesini sağlayan Dönemli Yayıncılık kurucusu Dinç Bilginin, bu
projenin istenilen biçimde gerçekleştirilmesi konusundaki katkısı üzerinde ne
kadar durulsa azdır. Derginin boyutları ya da tanıtımı olsun, baskı kalitesi ya
dayan ürünleri olsun, her açıdan özleneni sonuna kadar destekledi ve bir mesen tavrı
gösterdi; hazırlık ve yayın politikası bağlamında bütünüyle özgür kalmamızı
sağladı. Şimdi söz okurundur: Niteliği, ufuk genişliğini, cüreti ve kültürü,
yaşama keyfinin vazgeçilmez parçası sayan ve bunu herşeyin üzerinde gören bir
okurun. GERGEDAN onlar için çıkıyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder