This is the End

Sondan Önce

Gelişimini gerçekleştirdiği çevreden uzaklaşma kararı uzun bir düşünme sürecinin meyvesidir.

Morrison Doors üyelerinden büyük ölçüde uzaklaşmıştı. Sözleşme yükümlülükleriyle bağlı olduğundan, onlarla bir­likte L. A. Woman adlı son bir albümün kaydını bitirdi. Da­valarının neden olduğu sıkıntılardan, özellikle onu özgürlü­ğünden neredeyse yoksun bırakacak olan Miami davasının sıkıntılarından kısmen kurtulmuştur. Artık ne kendine ne de geleceğine büyük bir güven duymaktadır. Rock starı olarak geleceğine dair tam bir kuşku içindedir. Bıkkınlık ve tükenme hissi içindedir; bu dönem ve karşılaştığı şey onu çökertmiştir. Kaynaklarına dönmek, bir süredir ihmal etmiş olduğu şiirsel ufuklara doğru yeniden açılmak istemektedir. Eşi, öfkesini ve alkol bağımlılığını artıran bu kısır gürültü patırtıdan uzaklaş­maya yöneltmektedir onu. Hayran olduğu sayısız şairin şehri olan Paris’e gitmeyi önerir. Paris onun için şiirin kökenlerine geri dönüş yeri olacak, yazıyla yeniden bağ kurma imkânı sağlayacaktı.

"Road days” adlı bir şiir bu dönem ki ruh halini ifade etmektedir.

“Fear of plane death
And night vvas Night
Should be
A girl, a bottle, blessed sleep

I have ploughed
My seed thru the heart
Of the nation.
Injected a germ in the pyschic blood vein
Now 1 embrace poetry
Of business and become for
A time a - “Prince of industry”

A natural leader, o poet,
A Shaman, w/the Soul of clown.

What am I doing
İn the Bull Ring
Arena
Every public figüre
Running for Leader

Spectators at the Tomb -
riot watchers
Fear of Eyes
Assassination
Being drunk is a good disguise

I drink so I
Can talk to assholes
This include me.

The horror of business
The problem of Money
Guilt
Do I deserve it?

The meeting
Rid of t he managers agents
After four years. I’m left w/a
Mind like a fuzzy hammer

Regıet for wasted nights
wasted years
I pissed it all away
American music.

End w/fond goodbye
plans for the future -
 not an actor
writer- filmmaker
Which of ıny cellves
Will be remember’d
Goodbye America
I loved you

Money from home
Good luck
Stay out of trouble.”

Otobiyografik ve trajik yanı nedeniyle bu şiiri eksiksiz çevirmek gerektirir.

Yol Günleri
“Uçak korkusu
ve gece geceydi yalnızca
olmalıydı
bir kız, bir şişe ve mutlu bir uyku

Daldırdım
Tohumumu kalbine dek
Ulusun
Ruhsal kanın damarına enjekte ettim bir tohum.
İş hayatının şiirini
Kucakladığım şu anda
ve ben oluyorum -bir
süreliğine- bir “sanayi prensi.”

Lider doğmuş biri, bir şair,
Bir şaman, donanmış
Bir soytarı ruhuyla.

Ne
Yapıyorum ben
Bu boğa güreşinde
Her kamusal insan
Özlem duyar iktidara

Mezar seyircileri
- tuhaf isyanlar

Gözlerde korku
Cinayet
Sarhoş olmak iyi bir kisvedir.

İçiyorum
Kıç deliklerinden söz edebilmek için
Ben dahil.

İş hayatından korku
Para sorunu
Suçluluk duygusu
Bunu hak ediyor muyum ben?

Toplantı
İş adamlarından ve görevlilerden kurtulmuş

Dört yıldan sonra beraberim
Ruhla flu bir çekiç gibi

Pişmanlık dolu geceler
Ve heder edilmiş yıllar
Hiç işim olmaz
Amerikan müziğiyle.

Yumuşak bir hoşçakalla sonuçlandırmak
Ve gelecek projeleri
- tek bir aktörü
yazarı-sinemacıyı
“Benleı im”den hangisi
hatırlanacaktır?

Hoşça kal Amerika
Sevdim seni

Para sorunu yok
iyi şanslar
Sakin ol.”

Kopuş

Morrison Amerikan endüstri ve toplumuyla, artık istemedi­ği, kendisine benzemeyen bu imgeyle hesaplaşır. Morrison bu aydınlamış üslupla kendini defalarca ifade eder.

Şiir prensi haline geçişinden açıkça söz eder ve farklı ödünç kişiliklerini yeniden ele alır: lider, şaman, hokkabaz, sarhoş adam ve de şair.

Paranın, iktidarın, show-business’in ve kişiliği ortadan kal­dırıcı sanayisinin güçlerinin hizmetinde geçirdiği dört yılı, bu kuruntuların içine sürüklenmenin pişmanlıklarıyla birlikte, açıkça yeniden yerli yerine yerleştirir.

Şiirin sonunda, cellves uydurma sözcüğü özel bir tuhaflığı barındırır. Morrison, birçok figür halinde kırılıp parçalanmış kişiliğine dair açık seçik bir bilince sahiptir. Aynı zamanda, başkalarına bırakacağı anılarla, eli kulağında bir ölümü hatır­latmaktadır.

Bu sorgulamayı bir başka düzlemde, Morrison’un öznelli­ği düzleminde de anlamak gerekir. Öznel bir düzeyde, kendi kendini sorguladığını düşünebiliriz. Bağdaşık bir kişilikte in­san kendini nasıl bulabilir? işleyen bölünme mekanizmaları kuşkusuz ki kendini bulmayı engellemektedir. Onun farklı kişilik düzlemlerinde işlemesine imkân tanıyan şey, tersine dönerek ona geri döner. Başkaları beni farklı farklı yerlerde düşünüyorsa ben kimim?

Tüm bu nedenlerle, Jim Morrison, yukardaki şiirde görülen
umutsuz bilinç açıklığının ötesinde, nerede olduğunu bile­mez. Kendini yeniden bulmaya çalışmak, kendiyle barışmak için Jim Morrison, gözden kaybetmiş gibi gözüktüğü James Douglas Moırison’u aramaya gider.

İstikamet Paris’tir ve bu onun sonuncu istikameti olacaktır.
Morrison eşi Pamela Courson’la Paris’te Mart 1971’de buluşur. Doors’un son albümünün kaydını tamamladıktan sonra Los Angeles’ı terk eder. Grubun diğer üyeleriyle ilişkiler son derece gerilimlidir, kopma noktasındadır. Ne miksajı bekler, ne de kaydın son halinin verilmesini. Paris’e bu kaçış, kendini bulma, yeniden inşa etme yönünde bir teşebbüstür; çünkü yıllardır kendini yok etmeye çabaladığının bilincindedir. Şi­irin ülkesine geri dönmek, yaratının kaynaklarına geri dön­mek, onun için son bir şans ve son bir hamle olacaktı.

Yazar ve sinemacılarla ilginç bazı buluşmaları olur. Agnes Varda ve Jacques Demy ile birlikte, yaratı, sanat ve edebiyat üzerine fikir alışverişlerinde bulunur. Fas’a, Ispanya’ya bir iki seyahate çıkar. Ancak içki alışkanlığı hiç eksilmez; uyuştu­rucu alışkanlığı da öyle. Genellikle hep bitkin bir haldedir, bütün gecelerini çeşitli birahanelerde içerek geçirir.

Bir gece hastalanır, Pamela Courson’la birlikte dairelerine dönerler. Kusar, sonra eşine duş alacağını söyler. Pamela gidip yatar ve birkaç saat sonra Jim’i banyoda ölü olarak bulur. Şaşkınlık içerisinde bir arkadaşlarını çağırır, o da gelip ölümü saptar ve önce bir doktor çağırır, sonra da yetkililere haber verir. Ölüm ilanı kendi adıyla verilir, ama önadlarının sıra­sı tersine çevrilerek en azından birkaç gün daha kimliğinin saptanamaması ve kamusal cenaze törenlerinden kaçınmak sağlanmaya çalışılır.

"Douglas James Morrison, Amerikalı şair,
yirmi yedi yaşında, 3 Temmuz 1971 yılında vefat etti."




Ölümünün Gerçeği


Hangi koşullarda öldüğüne dair en azından üç farklı versiyon mevcuttur. Ayrıntıların tek başına bir önemi yoktur, ancak önem taşıyan şey bu ayrıntıların varlığı ve mitin gücüne katkıda bulunmalarıdır.

Onu muayene etmiş olan doktorun imzaladığı resmi yoru­ma göre, “alkollü içecek kullanımının şiddetlendirmiş olması muhtemel olan koroner yetmezliği”ne bağlı doğal ölüm so­nucuna varılmıştır. Ölümünden önceki günlerde, solunum sorunları çektiğinden muayene olmaya gidecekti. Yakın dostu Alain Ronay, ölümünün arifesinde Morrison’un engelleyemediği bir hıçkırık krizi ile ciddi bir nefes tıkanıklığı yaşadığına bizzat tanık olmuştur.

Polis raporunda, “olay mahalinde, ne dairenin içinde ne de vücudunda şüphe çekecek herhangi bir şeye rastlanmış de­ğildir, vücutta ne ekimoz, ne lezyon, ne herhangi bir iz ne de iğne girişine rastlanmıştır,” diye belirtilmektedir. Dolayısıyla otopsi talebinde bulunulmayarak, gömme izni verilmiştir.

İkinci bir versiyon ise kimileri yeterince güvenilir olmayan çok sayıda tanıklıktan beslenerek oldukça hızlı bir şekilde ya­yılmıştır. Daha önce hiç eroin almamış olan Morrison bir gece kulübünden çıkmış, eşi için eroin satın almış ama kendisi bu­rundan kullanmıştır. Eroin çok saf olduğundan aşırı doz etkisi göstermiştir. Aşırı doz eroin, alkolle birlikte alındığında, yo­ğun akciğer ödemi riskini şiddetlendirir. Morrison’un ölümü­ne dair bu versiyon da, çelişik yorumların çokluğu nedeniyle ihtiyatla ele alınması gerekmekle birlikte, akla yatkındır.

Son olarak, daha da gerçekdışı olan üçüncü bir versiyon­da Morrison’un ölümü ortadan kaybolmak ve kendini yazıya adamak için düzenlediği bir maskaralık olarak sunulur. Şarkı­larındaki adlardan biri ve Jim Morrison’un neredeyse eksiksiz bir anagramı olan Mojo Risin takma adıyla başka topraklar­ da yaşar. Bu sonuncu versiyon, ölümündeki esrarı büyüterek mite katkıda bulunur.

Masalsı yazgıların ve belki de hiç ölmeyen doğaüstü varlıkların etrafında efsaneler böyle oluşur... Morrison hâlâ yaşa­maktadır, her bir fanının belleğinde de olsa yaşamaktadır...


Kahraman miti böyle işler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder