Doğa / Leopardi


Kimi zaman çekilirim ıssız bir köşesine tepenin
ilişirim ucuna gölün, kımıldamadığı yerde çevresindeki
otların rüzgârda ve durgun sularına
güneşin kendi resmini çizdiği öğle saatlerinde.
Dal oynamaz, yaprak kımıldamaz rüzgârda;
bir tek dalga yoktur sularda;
ağustosböceğinin cırcırı; daldaki kuşun kanat
çırpışı ve ne de kelebeğin vızıltısını görür,
duyarsın; ne yakında ne uzakta ne bir ses
ne bir nefes. Sonsuz bir sessizlik egemendir
o kıyılarda; unuturum kendimi ve
dünyayı sessizce orada oturduğumda;
duyarım kol ve bacaklarımın çözüldüğünü
uzattığım yerde; ne bedenim ne ruhum
can verir onlara; devinimsizlikleri
karışmıştır sanki bu yerlerin sessizliğine.




Gökte olsun, yerde olsun dostu ve sığınağı
mutsuzların, intihardan başka bir şey değil.




...bilir misin, düşünür müsün hiç açtığın yaraları
yüreğimin ortasında? Sen uyuyorsun:
Bense görünüşte bu denli sevecen
gökyüzü ve her şeye gücü yeten;
beni acı çekmek için yaratan eski Doğa'yı
izliyorum pencereden.

Yoksun bırakıyorum seni umuttan; evet,
umuttan- dedi Doğa - Işıldamasın gözlerin
ağlamanın dışında.





Ne ki, ben
duyuyorum kaybolduğunu o kadar çok sevdiğim
gençlik yıllarımdan arta kalan ve silindiğini
sevimli imgelem dünyamın, tatlı düşlerimin;
ve son anıma kadar, adını andıkça, özlem
duyacak ve beni ağlatacak olan

Ne zaman ki bu yüreğim taş kesecek,
soğuyacak ve güneşli tarlaların dingin
ve suskun anlatımı; baharda sabah kuşlarının
cıvıltısı ve suskun ay bulutsuz gökyüzünde,
tepelerde, vadilerde artık ısıtmayacak kalbimi
ve tüm güzellikler cansız ve anlamsız
gelecekler bana; her türlü yüce duygu ve
incelik ve sevecenlikten uzak kalacak,
unutacağım, işte, o zaman yoksun
kalacağım tek avuntumdan ve içimi daha az
okşayan başka uğraşlara dalacağım;
adayacağım ıstıraplı yaşamımdan geri kalan
sevimsiz yıllarımı. Acı gerçeği ve
ölümlü ve ölümsüzlerin kara talihini
araştıracağım; insanoğlunun niçin
yaratıldığını; kendisini hangi sıkıntıların
beklediğini; hangi acınacak durumlarla
karşı karşıya kaldığını; yazgının
insanoğlunu hangi sona sürüklediğini
ve Doğa’nın; acımızın, kime yaradığını,
kimi sevindirdiğini;
bilge kişilerin övgüye boğduğu;
 benim ancak şaşkınlıkla hayran kaldığım,
bu giz dolu evrenin
hangi yasalar, hangi kurallar uyarınca,
hangi amaç uğruna devindiğini.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder