Saçmanın bilincine varıp buna uygun olarak yaşamaya çalışan bir insan, bilincin, dünyada korunması gereken en zor şey olduğunu her zaman fark eder. Koşullar neredeyse her zaman, buna engel olur. Söz konusu olan, dağılmanın kural olduğu bir dünyada bilinçli yaşamaktır. Böylece insan, Tanrı olmadan bile, gerçek sorunun, ruhsal bütünlük sorunu (saçmanın bilincine varmak yalnızca dünyanın ve ruhun metafizik bütünlüğü sorununu gerçekten irdelemektir) ve iç huzur olduğunun ayrımına varır. İç huzurun, dünya ile uzlaşacak zorlu bir disiplin olmaksızın gerçekleşmeyeceğinin de farkına varır. Sorun buradadır. İç huzuru dünya ile tam olarak uzlaştırmak gerekir. Söz konusu olan, bir yaşama kuralı gerçekleştirmektir. Buna engel olan, geçmiş yaşamdır (meslek, evlilik, geçmişteki görüşler, vs.), önceden olmuş alandır. Bu sorunun hiçbir unsurunu atlamamalı.
Saçma, bir aynanın karşısındaki trajik insandır (Caligula). O halde, yalnız değildir. Bir doyumun ya da sevgi bağının tohumu vardır. Şimdi , aynayı yok etmek gerek.
Saçma dünya sorununu ortaya koymak: "Hiçbir şey yapmadan umutsuzluğu kabul edecek miyiz." diye sormak demektir. Dürüst hiç kimsenin evet yanıtı vereceğini sanmıyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder