Yalnızlık


Yalnızlığın zorlukları bütünüyle incelenecek.


"Uygulamada" çözümlenmesi gereken büyük sorun: Yalnız
ama mutlu olunabilir mi sorunu.


Yalnızlık, zenginlerin lüksü.


Tutkularıyla yaşamak onları denetim altına almayı gerektirir.



'Bengi dönüş', acıdan hoşnutluk duyulduğunu varsayar.


Bazı insanların yalnızca sıradan olmak için aşırı bir güç
harcadığını hiç kimse düşünmez.



Gözlendiğinde, zaman hızlı ilerlemez. Gözetim altında tutulduğunu
hisseder. Ama zaman, bizim dalgınlıklarımızdan yararlanır.
Belki de iki zaman vardır, gözlenilen zaman ve bizi değiştiren
zaman.


Trajedi, yalnız olmak demek değil, yalnız olunabilir demektir
Bazen, insanların evreniyle bir araya gelmemek için, dünyaya
her şeyi verebilirim . Ama, bu evrenin bir parçasıyım ve en
büyük cesaret, evreni ve onunla birlikte trajediyi kabul etmektir


Özgürlük, gelecek umudu değildir. O, şu andır ve insanlarla
ve şu andaki dünyayla uyumdur.




Artık hiçbir bağa katlanamıyorum, öyle bir özgürlük delisi oldum ki,
 tehlikeli olabilecek bir yalnızlığı gitgide büyütüyorum.
 Kendimden, çöl gibi ıssız yaradılışımdan ötürü bezginliğe
kapıldım.


İnsanlarla uzun bir süre yaşayamıyorum. Sonsuzluğun payından,
bana biraz yalnızlık gerek.


Dünya nimetlerinden el etek çekip, yalnız geçirilen dört ay.
İrade, düşünce bundan kazançlı çıkıyor. Ama ya gönül?


Hep ormanların kenarlarında esen bu yalnız rüzgar. İnsanın
tuhaf ülküsü: Doğanın ortasında bile, kendine bir ev edinmek.



Gençliğin yitip gittiği bir an vardır. Varlıkların yitirildiği an
bu andır. Ve bu anı kabullenmeyi bilmek gerekir. Ama bu, kabullenilmesi
zor bir andır.


İntihar zamanını belirleyen adamın romanı. intihar zamanını
bir yıl sonrası olarak saptayınca - ölüme aldırmamasından kaynaklanan
müthiş üstünlüğü.



İnsanlar hep bir nedenden ötürü intihar edildiğine inanır.
Ama, iki nedenden ötürü de intihar edilebilir.



Bir manzarayı tek bir kez ama uzun uzun seyrederek acılarını
tedavi eden bir çağdaşın öyküsü yazılacak.



Lautreamont: Denizin suyunun tümü, zihinsel bir kan lekesini
yıkamaya yetmeyecek.



C. 'nin dostu. "Kalbimize yirmi yaşında sıktığımız bir kurşunla
kırk yaşında ölüyoruz."



Bilinçli bir insan, der Dostoyevski, az da olsa kendine saygı
duyabilir mi?


A'nın intiharı. Onu çok sevdiğim için alt üst oldum elbette,
ama aynı zamanda da ansızın onun yaptığını yapma isteğini
duyduğumu anlayınca alt üst oldum.


Dua sırasında uyuklamayı önlemek için -- Aziz lgnatios'un
zihinsel alıştırmaları.


Oldum olası içimde biri, bütün gücüyle. hiç kimse olmamaya
çalışıyor.



Her yerde ve  her zaman duyduğum bu yalnızlık isteğini, bu isteğe eşlik eden düşlere
dalma hazzıyla bir tür ölüm bildiren bu isteği hiç anlamıyorum.


*
Albert Camus
Defterler

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder