Heteronimiler


"Hetero-nim" ya da Pessoa'ya ait bir sözcük olan "heteronimi Yunanca kökenli hetero- öneki almıştır ve farklı, değişik anlamı taşır. Hetero- öneki, benzer, aynı (krş. "heterojen" ile "homojen") anlamını taşıyan Homo- önekinin zıt anlamlısı olarak kullanılabilir. Bununla birlikte Pessoa, imla tartışmalarının yaşandığı dönemlerde iyelik kavramım ifade eden ve haklı, doğru, gerçek olarak tercüme edilebilecek orto- önekine karşı çıkmıştır (krş. "hetero-doksluk" ve "Ortodoksluk"). Bir "heteronimin" farklı bir ad olması gerekir çünkü onyma Yunancada ad anlamına gelir; bir "ortonim" ise aslına uygun ya da gerçek bir ad anlamına gelir. Öyle görünüyor ki Pessoa, alo- (diğer) ile auto- (kendi) ya da heretero- (başkası) ile auto- (kendi) ön eklerini birbiriyle zıt anlamlı olarak kullanmak gibi diğer seçenekleri değerlendirdi ve eledi; bu son seçeneği tercih ederek ortografik belgeler (yazarın yazdığı yazılar) ile heterografik belgelere (başkaları tarafından yazılan ancak düşünsel açıdan yazar ile aynı doğrultudaki yazılar) hukuki bir ayrım ile yaklaştı. Her hâlükârda Pessoa'nın kavramlaştırmak istediği şey şuydu: Bir taraftan kendi  şahsının yazdığı, kendine ait olan eserler ortonim olarak  sınıflandırılabilirdi; ve diğer yandan kendisinden farklı biriymiş gibi yazdığı ve başkasına aitmiş gibi görünen eserler heteronim olarak sınıflandırabilirdi. Bu anlamda heteronimizm, kendi kendinden sıyrılmanın, "başka birinde kaybolmanın" dramatik biçimi, kendi benliğini
(Pessoa, Gaspar Simöes'e "Başkasında kaybolmak - hepsi bu" demiştir.) başka kişilere dönüştürme olarak adlandırılabilir. Bununla birlikte -heteronime göre daha az tanınan bir terim olan- heteronimizm öteki yazar kimliklerin kurgulanması anlamına gelip, bu anlamda deliliğe yakın bir olgu olmaktan çok, farklı yazarların oluşturulmasında kullanılan bir yöntem, bir teknik olarak adlandırılabilir. Ya da başka deyişle, ego tarafından (asıl yazarın egosu) alter egoların baş döndürücü şekilde yaratımı ve çoğulluğunu inkâr etmek yerine onunla birlikte yaşamaya çalışan ve onunla en iyisini yapmayı amaçlayan bir olgu. Konuya devam etmeden önce -ortonim olarak yani kendi adıyla yazan- Pessoa'nın bizzat yapmış olduğu bir ayrımı belirtmekte fayda var: Heteronim takma ad değildir. Bu konuyu açıklığa kavuşturmakta fayda var. Alter ego dedim ancak heteronim yalnızca farklı mizaçtaki kişilik değildir. Heteronim, aslında bir kimlikten daha fazlasıdır -konuya her zaman psikolojik açıdan yaklaşmak mümkündür ve Pessoa bir "ruhsal arkadaşından" söz ederken bunu yapar- bir maskedir ve maske kelimesi yoğun anlam içerir. Pessoa kelimesinin etimolojik kökeninin maske olduğunu hatırlayalım. Eğer bir kişinin kaderinin gizemli bir şekilde kendi soyadında -bilhassa heteronimlerini yarattıktan (1914) ve soyadındaki inceltme işaretini kaldırdıktan sonra (1916)- saklı olması mümkünse bu kişi Pessoa'nın ta kendisiydi, kendisini sayısız Pessoalarda, şair suretlerinde çoğaltmış ve yalnızca kimliklerle sınırlı kalmamıştır.

Bu şair suretlerinin -Alberto Caeiro, Ricardo Reis, Âlvaro de Campos ve diğerleri- kendine özgü kişilikler "sergiledikleri" bir gerçektir ancak bizim için önemli olan örneğin Caeiro'nun içedönük bir kişilik olup Campos'un dışadönük bir kişilik olduğunu tartışmak değildir, bilakis birinin pastoral şiirde, diğerinin ise modem şiirde çığır açtıklarını doğrulamaktır.

O halde şimdi ortonim ve heteronim eserler arasındaki ayrımın şeceresini yeniden çıkaralım. Bu, tamamı Pessoa tarafından kullanılan heteronim, takma ad, yan heteronim, heteronimizm gibi tabirleri daha iyi anlamamızı sağlayacaktır.

İlk başlarda, yaklaşık olarak 1906 ile 1916 yılları arasında Pessoa takma ad kavramını düzenli olarak kullanmıştı. Bu kavram, William Shakespeare'in eserlerinin gerçek yazarının kim olduğuna dair yaptığı okumalardan etkilenen Pessoa'nın, Shakespeare'in aslında başka bir yazarın takma adı olduğu tezini savunmasıyla yüksek bir edebi değere ulaştı.



BİBLİYOGRAFYA DİZİNİ 

13 Haziran 1888 günü Lizbon'da dünyaya geldi. Güney Afrika Natal'da bulunan Durban Lisesi'nde (HIGH SCHOOL) ve Cabo de Boa Esperança Üniversitesinde (İngilizce) öğrenim gördü. Bu üniversitede -ödülün verilmeye başlandığı 1903 yılında- Kraliçe Viktorya İngilizce Kompozisyon Ödülü'nü kazandı.

Femando Pessoa'nın yazdıkları iki tür eser sınıfına girer ve bunlara ortonim ve heteronim diyebiliriz. Bunların yazarın gerçek adı ile takma adları olduğu söylenemez çünkü gerçekten değildirler. Bir yazarın takma adı ile yazdığı eser, onu farklı adla imzalasa da yazarın kendi benliğini temsil eder; heteronim ise yazarın kendi benliğinin dışındaki bir yazara aittir, yani onun tarafından üretilmiş bir benlik bütününe, tıpkı herhangi bir eserindeki herhangi bir karakterin sözlerinin de o öteki kimliğe ait olacağı gibi. [Presença. 17. sayı (Aralık 1928), s. 10]


1928 yılında "Tâbua"nın taslaklarından birinde bıraktığı bir notta Pessoa takma ad kavramına nazaran heteronimlerin ne anlama geldiğini gayet açık bir şekilde açıklıyor: 

"Kendilerine özgü similividaları olan kişiler olan kişiler, benim sahip  olmadığım duygular, kabul etmediğim fikirlerdir. Yazıları başkalarının eserleridir ama bununla birlikte bir şekilde benim de eserimdirler" 


Peki heteronim, takma ad, yan heteronim ve hetero-nizm gibi kavramlardan ne anlaşılmalı? Eğer 1910 yılı dolaylarındaki metinleri dikkate alırsak, heteronim örneğin "estetik kişi", "farazi yazar", "geç kalınmış kişilik" ve "zihinsel evlat" gibi kavramlarla ele alınabilir (20-78, 48C-29 ile 20-70; Huzursuzluğun Kitabı, 2010, cilt 1, s. 454, 448,449 ile 450). 1920'lerin sonlarında ve 1930ların ortalarında yazılmış metinleri incelediğimizde örneğin, heteronim "kurmaca kişilik", "hayali bir kimse" ya da "var olmayan tanıdık" olarak ele alınabilir.


O halde heteronim, yazar vasıflarına sahip (bir hayatı, eserleri, şiirleri, belirgin huyları, ya da bir stili olan) bir uydurma kişi ya da kişilik olarak nitelendirilebilir. Pessoa daha sonra bunu " kitap - kişiler" arasında geçen diyaloglarla şekillenen ne konusu ne de eylemi olan durağan  bir drama ile bütünleştirmek istedi.  Ayrıca belirtmek gerekir ki Pessoa'nın (ortonim olan) sesi bu "ruhların dramında" yer tutar.~ Öyle bir yer tutma ki şairin benden bile bîr heteronim olarak anlaşılabilir/ ya da başka deyişle, dramanın yazarı gibi değil de, Pirandello'nun  (Altı Şahıs Yazarını Arıyor, 1921) eserinde yaptığı gibi daha çok eserin içindeki karakterlerden biriymiş gibi.

Peki takma ad, yan heteronim ve heteronimizm tabirlerinden ne anlaşılmalı? Takma ad deyince sözlüğe bakınca karşımıza çıkan şeyi anlıyoruz: Sahte veya farazi bir isim ancak bir heteronimin barındırdığı yazar boyutunu içermez. Pessoa'nın yalnızca bir kez kullanmış olduğu yan heteronim kavramından anlaşılan daha az "geç kalmış" roman türündeki dramın merkezindeki yazarın kişiliğine daha yakın olan bir karakter, bununla birlikte bu yazarın tamamen merkezi konumunu terk etmesi ve eserin sahipliğinin kendine yöneltilmesini reddi Pessoa şunları söyler:

Yan heteronimim olan ve birçok yönden Alvaro de Campos'u andıran Bernardo Soares ben hep yorgunken ya da uykuya dalmak üzereyken ortaya çıkar, kısmeti böyle olduğu için muhakeme ve kendine hakim olma kabiliyetine pek hakim değildir; düzyazısı ise sürekli hülyalıdır. O bir yan heteronimdir çünkü benim kendi şahsiyetim değildir ancak şahsiyetimden farklı da olmadığından onun basitçe bozulmasından ibarettir. İçinde muhakeme yetisi ve şefkat barındırmayan halimdir.
İçlerinde kırılgan bir muhakeme barındıran nesirlerimin bu özellikten yoksun halidir, tıpatıp aynısıdır ve Portekizce» de kusursuzca aynıdır. 


Başka bir metinde Pessoa'nın Bernardo Soares'e sanki "bir edebi kimlikmiş" gibi atıfta bulunduğuna dikkat edilmelidir: Huzursuzluğun Kitabı"ndan söz ederken onun bir Bernardo Soares eseri olduğunu söyler, ancak ikincil derecede, çünkü bir heteronim değildir, o bir "edebi kimliktir" (1142-16; Mektuplar..., 1998, s. 199). Bu metne ve bir öncekine göre Soares. Pessoa'nın daha az akıllı ve duygusal hali, Huzursuzluğun Kitabı'nın müzikli nesrini oluşturan hülyaları daha hür bir biçimde terk edebilen bir halidir.

Son olarak, heteronimizm olgusunu yeniden düşünmek gereklidir. Bu kavram, daha önce de söylediğim gibi bir eğilimi -zihinsel oluşum da olmak üzere- ve tekniği işaret etmektedir. Karakterin sanata dönüştürüldüğü bir eğilimi. 

Bu "Kurmacaların" yazarlan arasında elbette ki Alberto Caeiro, Ricardo Reis ve Âlvaro de Campos da anılmalıdır. Bu üç heteronim Femando Pessoa'dan çok büyük ölçüde farklılıklar göstermektedir. Kendilerine özgü fikir ve duyguların yanı sıra farklı kompozisyon teknikleri ve stillere sahiptirler. "Heteronim" ismi farklı olma derecelerine göre belirlenir. Eğer bu farklılık çok fazla değilse "Yarı-heteronim", "edebi kimlik" ya da basitçe "karakter" olarak adlandırılabilirler; eğer bu farklılık fazla ise o zaman "heteronim" denebilir.

Yalnızca büyük bir sezgi ruhun çöllerinde pusula olabilir, yalnızca zekayı kullanan bir duyu ile, zekaya benzemese de zekanın içinde filizlendiği bir duyu ile bu hayali kişiler kendi gerçeklikleri içinde birbirlerinden ayırt edilebilirler. (16-59; Huzursuzluğun Kitabı, 2010, cilt 1, s. 456)
Bu bağlamda, ortonim eserler ile heteronim eserler arasındaki ayrımın daha çok Pessoa'ya özgü büyük oranda tamamlanmamış bir proje olarak değerlendirilmelidir Diğer taraftan Pessoa arşivi kendi çoğulluğu ve sınırsızlığı önünde tertipsiz duran bu çift kutupluluğa göre çok daha geniştir. 

Heteronimler üç tanedir; hayali figürler ise onlarcadır. İmzalı metinler sayıca çoktur; imzalı olmayan yazılar ise çok daha fazladır. Diğer nedenlerle birlikte bu sebeplerden ötürü böylesine önemli kavramsal bir ayrımın ve eserlerinin yayımlanması için sayısız tasarıların müridinin, kendisinin veya başkalarının birtakım eserlerine nihai bir bütünlük kazandırabilecek tek kişi kendisiyken hayatı boyunca tek bir kitap ve bir çift kitapçık dışında hiçbir şey yayımlamamış olması üzücüdür.

Seni bir kez daha görüyorum,
Ama ne yazık, kendimi yeniden göremiyorum!
Kendimi hep aynı gördüğüm ayna
Ve her bir uğursuz parçasında kendimin bir parçasını görüyorum -
Senin ve benim bir parçamı!

[Ccmtemporanea. 3. Sayı., No: 2 Haziran 1926]


kitap:
Pessoa Yaşadı mı? 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder