Kulübe Güncesi: Bana Ait Bir Yer



" Bana Ait Bir Yer bir binanın biyografisi. Bir bakıma tüm binaların biyografisi; ama bunlardan biri üzerine, New England'da, evimin arkasındaki ormanda, okumak, yazmak ve hayal kurmak için inşa ettiğim pek de ilkel olmayan kulübe hakkında yazıldı. Ünlü ya da önemli bir bina değil ama benim için dünyaya bedel. Onu kendi beceriksiz ellerimle inşa ettim ve hem şu an elinizde tuttuğunuz kitabı, hem de ikinci (Arzunun Botaniği) ve üçüncü (Etobur-Otobur İkilemi) kitaplarımı orada yazdım.




Kulübeyi yaklaşık on yıl boyunca, istemeyerek de olsa Kaliforniya'ya taşınmak zorunda kalana kadar kullandım. Söylediğim gibi, iki kitabımı ve üçüncünün de bir bölümünü, dişbudak ağacından yapılmış masamdan gölet ve bahçeyi seyrederek yazdım. Bu yazı evi yazmak, düşünmek ve hayal kurmak için harika bir yer oldu ve bazı yönlerden beklentilerimin de ötesine geçti. Yer döşemesi hariç binada yalıtım yoktu. Bu nedenle binanın ancak mevsimlik kullanılabileceğini varsaymıştım. Ama en soğuk ya da karlı günler dışında her gün çalışmak için oraya gittim.



Gerektiğinden büyük olmayan bir mekân, "tek amaçlı ve tertipli, her şeyin belirli ve kendisine ayrılmış bir yerinin olduğu bir mekân. Aslında bunu bir odadan çok, bir mobilya ya da belki bir pilot köşkü gibi düşünmeliyiz.


                            

Tam da bu dönemde Gaston Bachelard adında Fransız bir yazarla karşılaştım. Bu parlak ve sempatik irrasyonellik öğrencisi, bu isteğimin kökenlerini tespit etmeme yardımcı oldu. Bachelard 1958 yılında yazdığı güzel ve tuhaf kitabı Mekânın Poetikası'nda şöyle diyor: "Evin başlıca faydalarını saymam gerekirse: ev hayalleri barındırır, ev hayalciyi korur, ev huzur içinde hayal kurmaya izin verir." Belki de fazla bariz bir düşünce ama kaybettiğim ve geri almayı hayal ettiğim şeyin bu olduğunu o an fark ettim.

Michael Pollan

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder