Jung, 1922 yılında Bollingen'de, St. Meinrad civarında göl kenarındaki bir araziyi satın alır. Başlarda niyeti ortasında ocağı, duvar boyunca divanları olan yuvarlak, ilkel bir barınak yapmaktır ama çok gecmeden bu düşüncesinden vazgeçer ve iki katlı bir yuvarlak kule inşa eder, yıllar içinde oluşan eklemelerle kule, dört kuleli bir kale görünümünü alır.
"Aklımda, ortada birkaç taşla çevrili bir ocağı olan bir Afrika kulübesi vardı. Orada, tüm ailenin yaşamı ortadaki o ocağın çevresinde geçer. İlkel barınaklar aile bütünlüğünü pekiştirir. Evcil hayvanlar da bu bütünün bir parçası olurlar. İnşaata başlandığında bu düşüncemden vazgeçtim çünkü çok ilkel olacaktı. Yere yapışık bir kulübe yerine, iki katlı bir ev olmasının daha doğru olacağına karar verdim. 1923 yılında evin ilk katı tamamlandığında, içinde rahat yaşanabilecek yuvarlak bir kule ortaya çıktı...."
Jung, Bollingen Kulesidiye bilinen evinin inşa sürecini otobiyografik anlatısı Anılar, Düşler, Düşünceler kitabında anlatıyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder