Kulübe Güncesi: Simple Life

 “This was a very typical time. I was single.

All you needed was a cup of tea, a light, and your stereo, you know, and that’s what I had.”

Apple'ın kurucusu Steve Jobs'ı Los Gatos, Kaliforniya'daki evinin oturma odasında gösteren fotoğraf. 1983'te, Jobs çoktan başarıya ulaşmış multimilyoner bir girişimciyken, onu bir lamba ve bir pikaptan başka mobilyası olmayan, dikkat çekecek kadar boş bir odanın ortasında elinde bir fincan çayla otururken görüyoruz. Şüphesiz ki fotoğrafın yapmacık gözükmemesinden, gündelik yaşam hissiyatını vermesinden gelen bir güzelliği var.

Fotoğraftan söz ederken o zamanlar tam da öyle yaşadığını belirtiyor: "Bekârdım; ihtiyacınız olan yalnızca bir fincan çay, bir ışık ve müzik setinizdir; benim elimdekiler de bunlardı işte."


Jobs'ın projeyi bilmesi pek mümkün olmasa da, Hannes Meyer'in Co-op Zimmer'iyle arasında çarpıcı bir benzerlik var. Jobs'ın odası, eşyayı en aza indirgemenin daha da uç bir örneği. Tıpkı Meyer'in gramofondan vazgeçmemesi gibi, Jobs'ın uç noktadaki minimalizmi de pikaptan vazgeçmiyor - idareli zevk duygusu, daha gerekli olduğu varsayılan cihazlardan (bir telefon ya da TV gibi) daha önemli hale geliyor. Fotoğraf, Jobs'ın kendince bir asketik olduğunu doğruluyor... Ancak Jobs'in asketizmi Los Gatos'taki oturma odasının ötesine geçti ve kurumsal kapitalizm tarihinin en başarılı markalaşma makinelerinden biri haline geldi.

Tıpkı bir manastır cemaatinin başrahibi gibi, Jobs birlikte çalıştığı kişilere yalnızca işe odaklanma değil, kanaatkârlık bilincine de sahip katı bir disiplin dayatıyordu. Bizzat Jobs, tıpkı bir keşiş gibi asketik beslenirdi ve hep aynı elbiseleri giyerdi - kot pantolon ve siyah balıkçı kazağı. Bunlar bir keşişin habitusunun Jobs yorumuydu. Ölümcül hastalığa yakalandığında asketizmi daha uç bir seviyeye varmıştı. Hastalık onun kendi kaderini tayin eden ve asli olana yoğunlaşan imajını zedelememiş, aksine bu yönlerini daha da güçlendirmişti.

Jobs'ın yaşamına hayli asketik bir biçim veren tüm bu yönler Walker'ın fotoğrafında yoğunlaşmış ve büyütülmüş; ve bu biçimin tasarım ve mimarlığa dair son otuz yıldaki en güçlü ifadelerden biri olduğunu iddia ediyorum.

*

Pier Vittorio Aureli

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder