Kulübe Güncesi: Bay Thoreau ile Yolculuk


"Elimde bir kitap. Dalıp gitmek en iyisi bu sayfalara... Thoreau bu Aralık sabahında en iyi arkadaş bana. «Haksız Yönetime Karşı» yı okuyorum yer yer çizerek..."

Oktay Akbal (1923 / 2015) tıklım tıklım bir sabah otobüsünde Bay Thoreau ile yolculukta:


"Küsmüş, tek başına ormana çekilmiş Thoreau. Bir göl kenarında kendi eliyle yaptığı bir kulübede «devletten uzakta« olmanın mutluluğu içinde yaşamış. Tam iki yıl toplumdan kopmuş, doğayla baş başa kalmış. (...) «Her türlü oy verme işi bir çeşit kumardır, tıpkı dama ve tavla oyunu gibi» diyor Thoreau. Yüz yıl önceden sesleniyor: «Ben doğru bildiğim yolda rast gele veririm oyumu, ama doğrunun üstün çıkmasıyla candan ilgilenmem. Bu işi çoğunluğa bırakmaya hazırım. Bu bakımdan, çoğunluğun görevi hiç bir zaman geçiştiriciliğin ötesine geçmez. Doğru oy vermek bile, doğru uğrunda bir şey yapmak değildir. Sadece doğrunun üstün gelmesi yolundaki isteğimizi insanlara az buçuk duyurmaktır. Geldim geliyorum, ineceğim durağa, ama Thoreau'nun dedikleri bitmedi daha: «Akıllı bir insan doğruyu ne rastlantıya bırakır, ne de onun çoğunluk kanalıyla üstün gelmesini ister. İnsan yığınlarının davranışında pek az erdem vardır.»




  


Bir de baktım ki geçmişim ineceğim yeri! Bıyıklı bıyıksız delikanlılar da yok. Falını okuyan kız kapıya yaklaşmış... Bir kış sabahı daha bitecek birazdan.

Otobüsten iner inmez, kalabalığın seline kapılınca, işyerine varınca, günün akışında kendimden uzaklaşınca bir cümleyi tekrarlıyorum hep: «İnsan yığınlarının davranışında pek az erdem vardır.»

Bay Thoreau nerden çıktın sabah sabah karşıma? Erdem diye sırası mı kafamı karıştırmanın? Gitsene dağının başına, gölünün kıyısına, bizi de alsana yanına... Böyle bir yer bulabileceğimiz düşünü, umudunu versene. Bir anlığına da olsa...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder