Kulübe Güncesi: Pencere

 "Evim bir tepenin yamacında, daha geniş bir ormanın hemen kıyısında, çıralı çam ve cevizden oluşan genç bir ormanın ortasında ve tepe aşağı dar bir patikayla ulaşılan gölden birkaç metre uzaktaydı. Ön bahçemde, çilek, böğürtlen, ölmez otu, kantaron, altın başak, bodur meşe, vişne, yabanmersini ve yerfıstığı yetişiyordu."



Hafta boyunca günün yarısı kulübe ve çevresini temizlemekle geçti. Neredeyse çöplüğe dönmüştü ve ormanın iç kısmını temizlemem şimdilik imkansız gibi. Burayı çok da sahiplenmeden en azından kışın ara sıra gidip vakit geçirebileceğim bir yere dönüştürmek istedim



Benim haricimde gelip gidenler oluyor sanırım; bıraktıkları çöpler haricinde henüz kimseyle karşılaşmadım. Ama bir tahtanın üzerine beyaz spreyle temiz tut diye yazdım. 


 Çivi, tahtalar ve bir çekiçle insan harikalar yaratabiliyor. Masayı, sandalyeleri ve kulübenin çürümeye yüz tutmuş kısımlarını elden geçirdim. 


Kapım yok, kapıya ihtiyacım da yok, ama kulübe artıklarından bulduğum bir cam parçasıyla masayı koyduğum köşeye bir pencere yaptım: Hasır Adası'na parça bir bakış. İşte, eğilip her baktığımda beni etkileyen bir tablo kadar hoş manzara, canlı bir resim.




Son fotoğraflar Thoreau'nun Walden'da iki yıl kadar yaşadığı kulübeden.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder