Çadır penceresi, kulübe penceresi, bodrum penceresi, kapı üstü penceresi, ambar penceresi, fabrika penceresi, okul penceresi, yazıhane penceresi, denizüstü kahve penceresi, tekne lombozu, fener penceresi, uçak penceresi, gülpencere, hain pencere, ikiz pencere, kimdir-o-penceresi, tren penceresi, konukodası penceresi, çalışmaodası penceresi, tavanarası penceresi, banyo penceresi, taraça penceresi, kiler penceresi, cumba penceresi, berber penceresi... Dikdörtgen pencereler, yuvarlak pencereler, sivri pencereler, üçgen pencereler... Akcamlı pencere, sarı camlı pencere, yeşil camlı pencere, kırmızı camlı pencere. Dümdüz pencereler, pürtüklü pencereler, buğulu pencereler, buzlu pencereler...
Tüm çeşitlerine karşın yalın varlığının öz yapısıyla pencere: belli bir biçimde çerçevelenmiş, öte-yanı gösterecek biçimde düzenlenmiş camlı bir boşluk. Varlığı zedelenmeden birliğe indirgendiğinde: iki ayrı ortam arasında bir bağ pencere - biryanda insan, biryanda dünya, arada da pencere. Öyle bir "arada" ki, ne insan onsuz insan, ne de dünya onsuz dünya, genellikle. Canlısı cansızı, taşı toprağı, insanı toplumuyla evrene açılan göz, evreni belli bir yönden derleyip kesitleyen bir çerçevedir pencere. Algılayan, anlayan, yorumlayan bir insan uzanışıdır. Gerçi insan kendi istemesiyle, kendi gerçekleştirir bu çerçeveyi. Bir kez gerçekleştikten, açılıp kurulduktan, gönyesine oturduktan sonra sonsuz bir hoşgörüyle herşeyi alabilir içine. Bağnaz dediğimiz kim zaten, penceresizin teki.
Öyle bir yaratıdır ki pencere, bakan insan olmasa bile bir bakış'tır o. Pencere kendisi bakar. Pencere vardır: mavi göğü, yemyeşil ormanı seyreder. Pencere vardır: serin gölgeli duvarları gözlemler. Pencere vardır: çimenlerdeki ak örtülü kahvaltı sofralarında ağırlar kendini. Pencere vardır: sarmaşık uykulu ikindilerde dinlenir. Pencere vardır: denizle uyanır.
Göz bir penceredir gönle bakar. Kulak, sese açık bir penceredir. Tüm beden, insanı evrene bağlayan penceredir. Bir deyime, bazılarına göre insanlar, Tanrı'nın kendi-Özü'nü seyretmek üzere açtığı pencerelerdir. Yaşamak, ola ki ölüme dönük bir penceredir. – Peki, tüm evren neye bakan bir pencere?
Nermi Uygur
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder