Arture 72


1) Arture nedir? 2) Kutlandığım teknik nedir? Paris'e geldiğim 1961 yılından başlayarak galerilerde tablolarımın satımını kolaylaştırmak, onları sınıflandırabilmek amacıyla bana onlara ne ad vermek gerektiği soruluyordu. Bunlar ne resim, ne guaş, ne suluboya, ne de desendiler. Soruyu basitleştirerek, eserlerimin genel adı olarak, ART sözcüğünden yola çıkarak ve URE sonekini ekleyerek (peinture ve architecture sözcüklerinde olduğu gibi) ARTURE sözcüğünü buldum.

Tekniğe gelince! Bu daha da basit! 1950-53 yıllarında, olağan yollardan (yani yağlıboya, pastel, guaş. suluboya vb.) yaptığım eserlerimi yok edişimin ardından, o zamanlar doğal boyalar adını verdiğim ve hemen yakın çevremde, İstanbul’da yaşadığım kenar mahallelerde kolaylıkla temin edilebilecek boyaları kullanmak gibi mutluluk verici bir fikir geldi aklıma. Böylelikle, tuğla parçacıklarını, taşları, çiçekleri ve otları sürterek çalışmaya başladım. 1955’te, tarihöncesi sanat üzerine bir kitapta hazır bir reçeteyle karşılaşıverdim: Topraklar, bal, yumurta akı, kemik iliği, yağ, kan. vb. O günden beri, kağıt üzerinde bu tekniğin yardımıyla, elbette onu yetkinleştirerek, çalışıyorum. (Şubat 1975)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder