uzak

 



















iç dengemi korumak pahasına yaşama, insanlara sırt çevirişlerim... kafka geliyor bu noktada aklıma, edebiyatın sanatın dışında hiçbir şeyden söz edilmesini istemeyen, herkesi kendime düşman edeceğim diyen; aruoba'nın sahicilik / sahtelik başlıklı metni, en son batur'un bir kitabında blanchot hakkında okuduğum anekdot... kimseyle görüşmemek, konuşmamak noktasına kadar da vardırır mıyım işi bir gün? iletişimin de mahrem bir şey olduğunu düşünür oldum git gide, susmak, susayazmak "bir şey" söylemekten iyidir gibi geliyor. yazgım hangi edebiyatçının yazgısıyla bir, hangi meçhulün sonu bekliyor beni, kayıp biri olmaktan bunca korku duyulan şey nedir? Siz benim kendimi yücelttiğimi düşünedurun, her insan güzel, adil bir kitap olsaydı bunca çalkantı da olmazdı herhalde içimizde.

hayatımdaki metamorfozik bir değişimden söz ediyordun ya, yok öyle bir değişim;
olsa da, ne varsa kendi içimde yaşanıyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder