Krauss: Richard, 10 yıl önce yazdığın popüler bir kitap ve yaptığın konuşmada sana şu soruyu sormuştum: Bilimi anlatma ya da dini ortadan kaldırma seçeneğin olsaydı bazı açılardan hangisi
daha önemli olurdu?
Dawkins: Bence başa başlar, çünkü 'dini ortadan kaldırmak'
soruya olumsuz bir hava veriyor. Bana göre bu olumlu bir şey.Bilim harikulade bir şey.
Bilim çok güzel bir şey. Din harikulade bir şey değil, güzel bir şey de. Din ayağımıza dolanıyor. Dinde yanlış olan daha pek çok şey var fakat ben en çok gerçekle, gerçeğin güzelliğiyle, gerçeğin şiirselliği olan bilimle ve dinin bilimsel bir açıklama gibi görülmesiyle ilgileniyorum. Rakip bir bilimsel açıklama,ama fazlasıyla ruhsuz, fazlasıylasıkıcı ve fazlasıyla değersiz.
Krauss: Hatalı da.
Dawkins: Evet, hatalı.
Krauss: O zaman biraz daha önemli.
Dawkins: Evet, daha önemli olan bu.
Krauss: Galiba seninle aynı düşünüyorum. İnsanların evrenin nasıl işlediğini anlamalarını istiyorum. Laf aramızda, deneysel kanıt kabul etmemiz gereken bir şey olduğuna işaret ettiğinde sonuç olarak bu da bilim ve din arasındaki başka bir uyuşmazlığı yaratmaz mı? Bunu 'bu efsaneye ve peri masalına inanamam' diyerek bir kenara bıraksak bile bizi başka türden sorunlarla karşı karşıya bırakıyor. Yani o kadar da masum değil. Kaçınılmaz olarak gerçek dünyayla yüz yüze gelmemiz gerekiyor. Kaçınılmaz olarak kötü kararlar alıyoruz.
Dawkins: Eğer insanları buna inandırabilirsek insanları evrimin gerçek olduğuna ikna etmek daha kolay olur, çünkü evrimin çok güçlü kanıtları var. Onlara bir kez evrimin kanıtlarından bahsettiğinizde 'Ah, tamam öyleyse. Tanrı'ya inanmak buraya kadarmış.' diyeceklerdir.
The Unbelievers (2013) |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder