ÇIĞLIK - Edward Munch



 Munch'ın Çığlık isimli resmi dışavurumcu sanatın başlıca görüntülerinden biridir. Resimde bir dalgakıranın üstünde duran iskeletimsi bir figür ve ardında hareketli ve kıvrılan çizgilerle betimlenmiş boş bir su ve uzakta görünen dağlar vardır. Dalgakıranın gerisinde gezinen bir iki insana rağmen figür yalnız başına durmaktadır. Figür (yalnızlığın katıksız anlamını o kadar yalın bir biçimde gösterir ki erkek mi kadın mı olduğu anlaşılamaz) iki eliyle iki yanağını tutmakta, kocaman açılmış ağzından etrafını saran boşlukta yankılanan bir çığlık yükselmektedir. Bu çığlığın verdiği mesaj nedir? Çığlık, doğal dünyadan koparılmanın sebeb olduğu metafizik bir ıstırabın dışavurumu olabilir, diğer insanlardan uzaklaştırılmak biçiminde tecrübe edilen toplumsal işkencenin dışavurumu olabilir, hatta kendi vücudundan ayrılmış, psikozlu bir insanın zihnindeki çılgınlığının dışavurumu olabilir. Bu ifadelerden hangisini seçersek seçelim, bu görüntünün uç duyguların sözsüz dışavurumu olarak barındırdığı güç yadsınamaz.

Munch'ın resmi, öznelliğin, şiddetle hissedilen bir ruh halini dışavurma edimini örnek  alınacak biçimde gerçekleştirir.



Much'ın eserlerinde, dış koşullar genellikle içlerinde bulunan insan figürlerinin duygusal yaşantılarıyla birarada varolurlar.

...

Dışavurumculuk, ruhsal enerjinin patlamasıdır, Bundan dolayı dış dünya üzerinde iz bırakacak bazı jestler sergilemek anlamına gelir. Kağıt veya tuvale izler bırakmak, uzuvların boşlukta hareket ettirilmesi, eninde sonunda öznelliğin kapalı alanından dışarı taşıp seyircinin dikkat etmesini talep eden bir performansı başlatmaktır.






Dışavurumcunun rahatsızlık, nevroz ve nihilizm açısından kendini ifade etmesi bir mecburiyet gibi gözükür kimi zaman. Nasıl en derin duygularımı dışa vurduğumdan emin olabilirim? "Bilinç yabancılaşmadır" ya da "yaşamak ıstırap çekmektir" gibi telaşlı düşüncelere yol açan kaygı ve tanımsız acıların bulunduğu içsel uçurumların diplerinden kazınan malzemeleri yüzeye çıkararak.



 


İntihar hayalleri dışavurumculukta bulunan, insanın kendi benliğiyle ve en yoğun duygularıyla meşgul olması eğilimiyle uyum içindedir, bu duygular içinde kaygı ve acı ön plana çıkar, duygular en şiddetli biçimde tecrübe edilenler kaçınılmaz olarak bunlardır. (Roger Cardinal)




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder