Kötülük Çiçekleri - Baudelaire




"Anlattığım bütün kötülükler benden bilindi."



Uçurum

Pascal bir uçurum duydu hep, yanında devinen
- Yazık ! neler uçurum değil ki, - eylem, düş, istek,
Söz ! ve dimdik ayağa kalkan tüylerimde tek tek
Korku yelidir, duyarım, ikide bir çevrinen.

Yukarda, aşağda, her yerde bu derinlik, giderek
Alıp götüren sessizlik, bir ürkü gibi sinen...
Gecemin yüzeyinde usta parmağı gezinen
Tanrı bitmez, bin başlı bir karadüş çizer demek.

Yılgınım uykudan, gizli bir dehşetle çevrili,
Nereye götürdüğü bilinmez bir çukur gibi;
Sonsuzluktur gördüğüm her bir pencerede ancak,

Ve ruhum, hep böyle bir baş dönmesinin tuttuğu,
Nasıl kıskanmasın hiçlikteki duygusuzluğu.
- Ah ! Sayılardan.Varlıklardan hiç kurtulamamak !


***


Sisyphe

Kaldırmaya böyle bir ağır
Yükü, Sisyphe, inadın gerek!
Gönül işe yatkındır ya pek
Sanat uzun, Zaman kısadır.

Ünlü gömütlüklerden uzak,
Gİder boş bir sinliğe elbet
Yüreğim, o boğuk trampet,
Cenaze marşları çalarak.

-Gömülü çok mücevher uyur
Karanlıkta, unutulmuştur,
Kazma ve burgulardan ayrı;

Boşa yayan çiçek var nice
Tatlı kokusunu bir gizlice
Derin ıssızlıklardan ağrı.





***


İç Sıkıntısı

Bin yıl yaşamışçasına, daha da çok anım var.

Çekmeceleri hep şiirler, bilançolar,
Aşk mektupları, ilanlar, nice makbuzun
Arasına karışmış saçlar dolu, uzun
Bir masada yoktur hazin beynimdeki giz.
Bir piramittir o, bir mahzen ki bitimsiz,
Toplu çukurlardan daha çok ölüleri.
-Ben ayın tiksindiği bir mezar yeri
Vicdan azapları gibi uzun kurtçuklar
Candan ölülerime saldırır dururlar.
Bir yatak odasıyım solmuş gülleriyle,
Modası geçmiş bir yığın öteberiyle,
Hüzünlü pastellerle soluk Boucher'lerin
Açık bir şişeyi kokladığı, derin derin.

Uzunlukta ne yetişir topal günlere,
Karlı yıllar lapa lapa yağarken yere,
Acı meraksızlığın meyvesi, Bıkkınlık,
Varır ölümsüzlük boyutlarına artık.
-bundan böyle, ey canlı ceset! bilinmeyen
Bir dehşetin çevirdiği granitsin sen,
Sisli bir sahranın dibinde uyuklarsın;
Bir sfenks, bilmediği ilgisiz dünyanın,
Haritada unutulmuş, tek yaptığı şey
Yabanıl şarkı söylemek batan güneşe.



***


Körler

Seyret onları, ruhum; onlar korkunç olmalı !
Mankenler gibi tıpkı; belli belirsiz gülünç;
Uyurgezerler gibi anlaşılmaz ve ürkünç;
Karanlık yuvarları gizli bir yere saplı.

Tanrısal kıvılcımın tümüyle eksildiği
Gözleri, ufuklara bakar gibi, göklere
Çevriktir; ağırlaşan başlarınınsa, yere
Görülmemiştir bir kez dalgınca eğildiği.

Böyle geçerler kara sınırsızlığı elbet,
Sonrasız sessizliğin bu kardeşini.Ey kent !
Sen çevremizde şakır,güler,böğürürsün de,

Acımasızlığa varan bir zevk elinde tutsak,
Ben de, onlardan şaşkın, hep sürüklenirim,bak !
Derim: Ne ararlar ki bu körler Gökyüzü'nde ?



Çeviri: Sait Maden

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder