Cinsel İçgüdüler - Freud

Cinsel içgüdünün başlangıçta çok sayıda bileşene bölündüğünü -daha doğrusu bu bileşenlerden oluştuğunu - ve bunlardan bazılarının da sonraki haliyle içgüdüye katılamadığını, erken bir evrede aşılması veya başka alanlarda kullanılması gerektiğini biliyoruz. Bunlar arasında her şeyden önce belki de dik bir duruş kazanmamızın bir sonucu olarak koku organımızı yerden kaldırmamız nedeniyle kültürümüzün estetik standartlarına ters düşen dışkıya düşkünlük içeren içgüdüsel bileşenler sayılabilir. Aynı şey erotik yaşamın bir parçasını oluşturan sadistçe itkilerin büyük bir bölümü içinde geçerlidir. Ama bütün bu gelişim süreçleri karmaşık yapının sadece üst katmanlarını etkiler. Erotik heyecan yaratan temel süreçler aynen kalır. Dışkı olan şeylerle cinsel olan şeyler çok yakın ve ayrılmaz bir şekilde birbirine bağlıdır; örgenlerin konumu -sidikle dışkı arasında- belirleyici ve değişmez etken olarak kalır. Burada büyük Napolyon'un ünlü sözünü biraz değiştirerek şöyle diyebiliriz: "Anatomi yazgıdır."

 Örgenler insan bedeninin güzellik yönünde gelişmesinde bir rol oynamamıştır: bunlar, hayvansı olarak kalmıştır ve bu nedenle aşk da özünde her zamanki kadar hayvansı olarak kalmıştır. Aşk içgüdülerini eğitmek zordur, bunların eğitimi bazen çok fazla, bazen de çok az başarılı olur. Uygarlığın bunlardan elde etmeyi amaçladığı şey, anlamlı bir haz kaybı pahasına kazanılanları saymazsak, ulaşılmaz gibi gözükür; yararlanılamayan dürtülerin varlığı cinsel etkinlikte doyumsuzluk biçiminde gözlenebilir.

Dolaysıyla cinsel içgüdülerin beklentilerini uygarlığın beklentilerine uyarlamanın pek mümkün olmadığı; kültürel gelişmenin sonucu olarak vazgeçişten ve acıdan olduğu kadar uzak gelecekte insan ırkının tükenmesi gibi bir tehlikeden de kaçınılamayacağı fikrine katılmak zorunda kalabiliriz.  Bu karamsar beklentinin, uygarlıkla birlikte gelişen doyumsuzluğun, cinsel içgüdünün kültürün baskısı altında kazandığı bazı özgünlüklerin zorunlu bir sonucu olduğu gibi bir yoruma dayandığı doğrudur...

Aşkta Evrensel Aşağılama
Eğilimi - Cinsellik Üzerine Sf 248

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder