fotoğraf: Ansel Adams |
...Benimkilere nükleer savaş gibi konulardan bahsetmeye çalışıyorum ama kendimi sanki Bratislavca konuşuyormuş gibi hissediyorum. Konuştuğum süre boyunca ilgilenirmiş gibi beni dinliyorlar ama soluklanmak için sustuğum anda niçin Tanrı'nın bile unuttuğu bu Mojave çölünde yaşadığımı ve aşk hayatımın ne durumda olduğunu soruyorlar.Annenle babana kendilerine konuşma hakkı verdiğini düşünecekleri en ufak bir taviz verdiğin anda, olan bitenin mahremiyetini deşmek ve hayatını kendi bildikleri gibi yeniden düzene sokmak için harekete geçmekte gecikmiyorlar.Bazen kafalarına bir şey indiresim geliyor.Onlara kendi yetiştiriliş tarzlarının ne kadar temiz, gelecek kaygılarından ne kadar uzak olduğunu kabul ettiğimi söylemek istiyorum.Ve dünyayı içine edip bize öyle bıraktıkları için de acımadan boğmak. (sf 93)
Şair Rilke'nin sözleri geldi aklıma -hepimizin içinde gizli bir mektupla doğduğumuzu ve o mektubu okumamıza ancak kendimize dürüst olmayı becerebilirsek izin verileceğinden bahsediyordu.
...işte ben de kalkıp buraya geldim, toz solumaya, köpeklerle dolaşmaya, bir kayaya, bir kaktüse bakıp o kayayı ya da o kaktüsü gören ilk kişi olduğumu düşünmeye. Ve içimdeki o gizli mektubu okumaya. (sf 67)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder