Saçma ve Başkaldırı - Edouard Morot

Franz Von Stok - Sısyphe

 Sartre Albert Camus için saçma'nın Descartes'i demişti. Sartre'ın sözü şu açıdan doğrudur: İnsanın mutluluğu sorununa bir çözüm bulmak için ve aklın uyanıklığını sağlamak için kalkış zeminini olması gereken bir sıfır arayışında, saçma felsefesi bilincin kendi kendini keşfidir. Dünya saçma değildir; ama saçma deneyimi insanla dünya arasındaki ilişkide yaşanır. Acı ve ölüm, yaşama arzusu ve mutluluk gereksinimiyle karşı karşıya geldiğinde, temel bir çelişkiye götürür bizi: Sisyphos mitinin örneklediği saçma tavır. Böylelikle, bu çelişki bilinci, bütün bu tutarsızlığın ortasında asgari tutarlılık verir düşünceye. Camus saçma akıl yürütmenin mantıksızlığın mantığı olduğunu söyleyecektir. Nitekim, saçma, ahlaksal bilincin çilekeşliğidir, başlangıçtaki uyanıklıktır, olası bütün  yutturmacaları ve aldatmacaları, özellikle de metafiziksel ve dinsel avuntuları uzaklaştıran bir paradokstur. Yalansızca mutlu olabilmek gerekir, tıpkı kayasının tepeden aşağı yuvarlanışını seyreden Sisyphos gibi, hayallere kapılmadan, sahte umutlar beslemeden, üzüntü duymadan. Kısacası, saçma akıl yürütme ahlaksal bir radikalizm yöntemidir; insanın kendi kendini esenliğe kavuşturması arayışında ilk ve gerekli aşamadır.



Arnold Böcklin - Prometheus

Camus'nun ikinci felsefi evresi Başkaldıran İnsan evresidir. Saçma deneyiminden sonra sıra başkaldırıdadır.

Cmus'nun ahlaksal imgeleminde Prometheus Sisyphos'un yerini alır ve yeni bir paradoksun simgesi haline gelir: Prometheus insanlığı kurtarmak için tanrılara meydan okur ama esenliğe kavuşturmak için onlara mutluluğun yolunu öğretmeli ve böylece onları kendilerine rağmen kurtarmalıdır; böylece tek kelimeyle, Prometheus Caesar haline gelir, sapık bir kahraman! Dolayısıyla başkaldırı ruhunu kirlenip bozulmadan ve Caesar'a özgü bir devrime dönüşmeden önce durdurmak gerekmektedir. Başkaldırı, hor görülenlerin ve mütevazı insanların dayanışmasıdır: "Başkaldırıyorum öyleyse varız"; Yunanlıların hayranlık verici biçimde kavradığı bir ölçülülük anlayışının keşfidir bu yine; insanın insan eliyle dostluk ya da sevgi içinde kurtulmasının müjdesidir nihayet.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder