Eğitimci Olarak Nietzsche

...her zaman anıların ve içe yönelmenin korkusu içindeyiz. Bize böylesine dil uzatan şey, bizi uyutmayan bu sivrisinek nedir? Etrafımızda hayaletlere benzeyen şeyler dolanıyor, hayatın her anı bize bir şey anlatmak istiyor, ama biz bu hayalet sesi duymak istemiyoruz. Sessiz ve tek başımıza olduğumuz zamanlarda, bir şeyin kulağımıza fısıldanacağından korkuyoruz ve işte bu yüzden sessizliği aşağılayarak kendimizi sosyalleşme ile zehirliyoruz.

Zaman zaman derinden içine gömüldüğümüz bataklığı görecek kadar başımızı kaldırmayı başarabiliyor olmamız aslında hiç de küçümsenmeyecek bir başarıdır. Ama bunu yapmayı bile -bu yüzeye çıkışı ve bir anlık uyanışı- kendi gücümüzle beceremiyoruz. Kaldırılmamız gerekiyor, iyi de bizi kaldıranlar kimlerdir?

Onlar gerçek insanlar, o artık hayvan-olmayanlar, filozoflar ve sanatçılardır.


Eğitimci Olarak Schopenhauer
kitabından sf. 50 



**

İnsanların günün birinde er geç okumaktan ve aynı zamanda yazarlardan da bıkacakları, günün birinde bilginin kendine geleceği, kendi vasiyetnamesini yazacağı ve kendi cesedinin kitaplarıyla, özellikle de kendi metinleriyle birlikte yakılmasını vasiyet edeceği düşüncesini eğlenceli buluyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder