Düşüş - Albert Camus

Kölelik mi, hayır, biz ona karşıyız! Kendi evinde ya da fabrikalarda köleliğe yer vermek zorunda kalmak, şeylerin özünde vardır, ama bununla övünmek, işte bu olmaz.

İnsanın egemen olmaktan ya da hizmet görmekten vazgeçmeyeceğini biliyorum. Her insanın temiz hava gibi kölelere gereksinimi vardır. Kumanda etmek soluk almak demektir, bu kanıdasınız, değil mi? En nasipsizler bile soluk almayı başarır. Toplumsal merdivenin en altında bulunan kimsenin bile bir eşi ya da çocuğu vardır. Bekarsa bir köpeği vardır. Kısacası asıl olan, karşındakinin yanıt verme hakkı olmaksızın insanın kızabilmesidir. "Babaya yanıt verilmez.", formülünü bilirsiniz, değil mi? Bir anlamda bu formül tuhaftır. Sevilen kişiye değil de kime yanıt verilir bu dünyada? Bir başka anlamda da inandırıcıdır bu. Birinin son sözü söylemesi gerekir. Yoksa her nedene karşı başka bir neden ileri sürülebilir: O zaman sonu gelmez bu işin. Güç ise, tersine, her şeyi keser atar. Epey zaman harcadık bunu anlamak için, ama sonunda anladık. Örneğin, dikkatinizi çekmiştir, bizim o ihtiyar Avrupamız artık iyi yolda felsefe yapmıyor. İnsanların bön kafalı olduğu zamanlardaki gibi "Ben böyle düşünüyorum. Sizin itirazlarınız nelerdir?" demiyoruz artık. Akılımız başımıza geldi. Diyalog yerine bildiriyi koyduk. "Doğru olan budur" diyoruz, "Bu doğruyu tartışabilirsiniz dilerseniz, bu bizi ilgilendirmez, ama birkaç yıl içinde polis gelip haklı olduğumuzu size gösterecektir." 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder