A Terrible Beauty "FRANCİS BACON"

 Kişinin, yani figürün oturduğu yer çoğu zaman bir yuvarlakla sınırlanmaktadır. Figür oturmuş, uzanmış, kıvrılmış ya da başka şekilde durmaktadır. Bu yuvarlak, veya bu oval bölgenin kapladığı yer az ya da çok olabilir: Tablonun kenarlarından taşabilir, bir triptiğin ortasında olabilir, vs. Çoğu zaman, kişinin üzerinde oturduğu sandalyenin yuvarlağı, uzandığı yatağın ovalliği tarafından tekrarlanır, bazen de bunlar, yuvarlağın yerini alır. Kişinin bedeninin bir parçasını çevreleyen dairemsi şekillerde, ya da bedenleri çevreleyen döngüsel çemberlerde yayılır. Yine de iki köylü dahi, ancak bir saksı ovali içine sıkıca yerleştirilmiş bir toprak parçasına bağlı olarak bir figür oluşturur. Kısacası tablo, yer olarak bir pist, bir tür sirk sahnesi barındırır. Bu, figürü tecrit etmek için yapılmış basit bir işlemdir. Başka türlü tecrit etme işlemleri de vardır: Figürü küp içine, daha ziyade, cam ya da buzdan bir parelelyüz içine yerleştirmek; onu bir rayın üzerine, sonsuz bir çemberin manyetik yayı içersindeymiş gibi gergin bir çubuğun üzerine koymak; ya da tüm bu yolları, yuvarlağı, kübü ve çubuğu, Bacon'ın o tuhaf, geniş ağızlı, yay biçimi koltuklarında olduğu gibi birarada kullanmak. Bunların hepsi birer yerdir. Önemli olan figürü hareketsizliğe mahkum etmiyor olmalarıdır; aksine, Figürün bulunduğu yer içinde ya da kendi üzerinde bir tür yol alışını, bir şeyler keşfetmesini duyulur kılmakla yükümlüdürler. Bu bir çalışma sahasıdır. Figürle onu tecrit eden yer arasındaki ilişki bir olguyu tanımlar: Olan şey şu..., yer alan şey şu.. Bu şekilde tecrit edilmiş olan figür bir imgeye, bir ikona dönüşür.
 
Duyumsamanın Mantığı
Sf. 13
 Gilles Deleuze















 Bir figür pistte, sandalye de, yatakta veya koltukta, yuvarlakta ya da parelel yüz içinde tecrit edilmiştir. Tablonun sadece bir kısmını kaplamaktadır. Peki geriye kalan kısmı kaplayan şey nedir? Bacon'a göre belli sayıda imkan daha baştan elenmiştir ya da bir önem taşımazlar. Tablonun geri kalanını dolduran şey, ne figürün ağlılaşığı şeklinde bir peyzaj, ne içinde biçimin belireceği bir zemin, ne de bir biçimsiz, açık koyu dağılımı, gölgelerin ortaya konduğu bir renk tabakası, varyasyonun ortaya konduğu bir dokudur.

Esasında, tablonun geri kalanında sistematik olarak yer alan, canlı renkli, büyük, tekbiçimli ve hareketsiz düz alanlardır. İnce ve katı olan bu düz alanların yapı kuran, uzamı oluşturan bir işlevleri vardır. Fakat bunlar Figürün arkasında, altında ya da ötesinde değildirler. Kesinkes yanında, daha doğrusu, her yanındadırlar ve Figürün kendisi kadar, yakın, dokunsal ya da haptik bir görüşle ve bu görüş içinde kavranırlar.

Bacon resminde üç temel öğeyi birbirinde ayırdeder: Bunlar maddi yapı, yuvarlak kontur, kurulan imgedir. Heykel terimleriyle düşünecek olursak şöyle demek gerekir: armatür, hareket edebilir bir kaide, armatürün içinde kaideyle birlikte dolaşan Figür. Bunları illüstre etmek gerekseydi şöyle diyecektik: Bir kaldırım, birikintiler, birikintiden çıkarak günlük turlarını atan kişiler. -

Duyumsamanın Mantığı
Sf. 15 - 17
 Gilles Deleuze
















 Bacon'ın üç piktüral öğesine geri dönelim: Uzam oluşturan maddi yapılar olarak büyük düz alanlar; figür, figürler ve onların olgusu; düz alanla figürün ortak sınırı olan yer, yani yuvarlak pist ya da kontur.

Figür yuvarlağın içinde, sandalyeye oturmuş, yatağa uzanmıştır: Hatta bazen bir şeyler olmasını bekliyor gibidir. Ancak olmakta olan olacak olan ya da çoktan olmuş olan şey ne bir gösteri ne de bir temsildir. Bacon'ın bekleyenleri izleyici değildir. Hatta Bacon'ın tablolarındaki her tür izleyici ve dolayısıyla gösteriyi dışarıda bırakma çabası şaşırtıcıdır.

Tablolarda çoğu durumda figürden ayrı olarak bir tür izleyicinin, gözetleyicinin, fotoğrafçının varlığını, geçip giden ya da bekleyenin varlığını sürdürdüğü söylenebilir. Özellikle bunun nerdeyse kural olduğu triptiklerde böyledir, fakat sadece onlarda da değil. Bununla birlikte Bacon'ın, tablolarında, özellikle de triptiklerinde Figürün bir parçasının oluşturan ve bir seyirciyle hiçbir alakası olmayan bir tanklık işlevine ihtiyaç duyduğunu göreceğiz. Aynı şekilde, duvara asılmış, ya da raylara tutturulmuş  fotoğraf simülakrları da bu tanıklık rolünü oynayabilirler. Bunlar izleyici anlamında değil, bir varyasyonun buna göre değerlendirildiği sabit nokta ya da ölçüt öğe anlamında tanıktır. Aslında, izlenecek tek şey, çabalamanın ya da bekleyişin gösterisidir, fakat bunlar ancak hiçbir izleyici olmadığında ortaya çıkarlar. Bacon ile Kafka arasındaki benzerlik de buradadır: Bacon'ın figürü o büyük çekingen, ya da yüzme bilmeyen yüzücüdür, yoksunların piridir; pist, sirk, platform ise Oklohoma tiyatrosudur.

Duyumsamanın Mantığı
Sf. 15 - 17
 Gilles Deleuze













Hiç yorum yok:

Yorum Gönder