Tükenmişlikle baş etmenin en iyi yollarından biri fotoğraf çekmektir; insan bu beceriyi çok erken yaşta edinmeli, çocuklara öğretmelidir; çünkü disiplin, estetik eğitim, keskin göz, sağlam sinirli eller gerektirir. Sıradan bir foto-muhabir gibi pusuda yatıp yalanlar yakalamak, Downing Sok. No.10'dan VIP'lerin şapşal silüetini fotoğraflamak değil benim söylediğim. İnsan elinde fotoğraf makinesiyle dolaşırken hangi konuda olursan olsun gözünden hiçbir şey kaçırmamakla sanki yükümlüdür. Güneş ışınlarının birden sanki kıvançla eski bir duvardan yansımasını, bir somun ekmek, bir şişe sütle evine giden bir kız çocuğunun saç örgülerinin kopardığı koşuyu kaçırmamak zorundadır. Fotoğrafçı her zaman makinesinin sinsice baskılara karşı kendi kişisel dünya görüşünde direnmeye çalışır (şimdi de kocaman bir bulut geçiyor, rengi siyaha yakın), Michel bunu biliyordu. Kendine güveni de noksansızdı. Biliyordu ki dalga geçmenin kilit noktasını, çerçevesiz görüntüyü, diyafram açısız, 1/250 saniyesiz yetersiz ışığı yeniden ele geçirmesi için contax'inin almadan sokağa çıkması yeterlidir. Şimdiyse (ne sözcük şu ama ŞİMDİ, ne aptal bir yalan) ırmak kıyısındaki parmaklıkta oturmuş, aşağıdan geçen allı karalı motorları fotoğraf açısından düşünmeksizin seyredebiliyor, eşyanın yakasını bırakmanın rahatlığına kendini kapıp koyvermekle, zaman ırmağında kıpırtısız akıp gitmekle yetiniyordum. Hem artık rüzgar da esmiyordu.
Cortazar'ın Cinayeti Gördüm
öyküsünden - Sf. 42
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder