Hannah and Her Sisters (1986, Woody Allen)

Hayatlarımızın pamuk ipliğine
bağlı olduğunun farkında değil misin?

Her şeyin ne kadar anlamsız olduğunu
göremiyor musun? Her şey diyorum.

Hayatlarımız, şov, tüm dünya.
Hepsi anlamsız.

Hastaneden çıkarken, iyi olduğum için çok heyecanlıydım.
Sevinçten uçuyordum. Sonra birden durdum.

O an kafama dank etti.


Bugün ölmeyecektim,
yarın ölmeyecektim,
ama eninde sonunda bu olacaktı.


- Bunu daha yeni mi anladın?

- Hayır, bunu hep biliyordum.

Ama bilinçaltıma itmeyi başarmıştım.
Çünkü düşünmek için çok korkunç bir şeydi.

- Sana bir sır vereyim mi?

- Evet, tabii.

Bir hafta önce bir silah dükkanına gittim ve bir tüfek satın aldım. 
Eğer beynimde tümör olsaydı kendimi öldürecektim.
Böyle bir durumda, beni durdurabilecek tek şey, ailemin yaşayacağı üzüntü olurdu.
Bu yüzden önce onları vurmam gerekecekti. Sonra teyzem ve amcamları da tabii. Yani tam bir katliama dönüşebilirdi. Biliyorsun ki bu, bir gün hepimizin başına gelecek.

Yani bu sence her şeyi mahvetmiyor mu?
Bu düşünce hayatın tüm zevklerini karartıyor.


Sen öleceksin, ben öleceğim.
Seyirciler, sponsorlar...


- Biliyorum ve hatta hamsterın da.

- Evet!



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder