Venedik'te Ölüm - Thomas Mann


Aschenbach hayretle, oğlanın eşsiz bir güzellikte olduğunu gördü. Bal sarısı saçlarla çerçevelenmiş, şirin bir sessizlikteki solgun yüzü, çekme burnu, sevimli ağzı, tatlı ve tanrısal bir vakar taşıyan edasıyla Grek dünyasının en soylu çağından kalma heykelleri hatırlatıyordu. Biçimin pürüzsüz bir şekilde kendini açığa vurduğu bu yüzde, öyle özgün ve kişisel bir çekicilik vardı ki, bunu seyreden Aschenbach, ne doğada ne de güzel sanatlarda buna benzer bir başarıya rastladığına hiç ihtimal vemiyordu. (sf. 43)


Tam o anda Tadzio camlı kapıdan içeri girdi.
Ailesinin masasına giderken, yerinden kalkmış, yürümekte olan Aschenbach ile karşılaştı, bu kır saçlı yüksek alınlı beyin önünde gözlerini edepli terbiyeli yere eğdi, fakat bir an sonra, o sevimli tavrıyla bakışlarını, yine yumuşak ve dolgun, kaldırıp ona baktı ve yanından geçip gitti. " Adieu (elveda).. Tadzio" diye düşündü Aschenbach. "Seni görmem kısa sürdü." Alışkanlığına aykırı düşüncesini dudaklarıyla ifade ederek hafif sesle ekledi: "Tanrıya emanet ol." (sf. 58) 









Death in Venice (1971) Directed by Luchino Visconti


 Sokrates: " çünkü güzellik Phaidros'çuğum yalnızca güzellik, hem sevilmeye değer hem de göze görünür bir şeydir; güzellik, bunu iyice belle, tinsel olanın duyularla kavrayıp duyularla katlanabileceğimiz tek biçimidir. Yoksa öteki tanrısal kavramlarda,  akıl, erdem, hakikat bize duyularımızla görünseydi halimiz nice olurdu? Vaktiyle Zeus karşısında Semele gibi aşktan eriyip bitmez, yanıp kül olmaz mıydık? Şu halde güzellik, duyan bir insanı tine götüren yoldur; sadece yol, sadece bir araç, Phaidros'çuğum... çünkü seven sevilenden daha tanrısal, çünkü tanrı sevilende değil, sevende... "

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder