Yukarıda bir gerçek pipo aramayın sakın, bu bir pipo rüyası, ama tablodaki sağlam ve şaşmaz desen, evet apaçık bir hakikat olarak kabul edilmesi gereken işte bu desendir.
Tablo, (karatahta ya da tuval olması önemli değil) üzerinde canlandırılmış pipo, evet bu “aşağıdaki” pipo, açıkça görülebilen sınırları olan bir mekâna sağlamca yerleştirilmiş; genişliği (yazılı metin, çerçevenin üst ve alt kenarları) yüksekliği (çerçevenin dikey kenarları, şövalenin dayanakları), derinliği (zeminin çizgileri) apaçık görülüyor. Yıkılmaz bir hapishane bu. Buna karşılık, yukardaki piponun koordinatları yok. Boyutlarının büyük olması onun bulunduğu yeri belirsizleştiriyor. Yoksa bu aşırı boyutlu pipo, tabloyu geriye itmiş de onun önüne mi geçmiş? Ya da tablodan kopup gelen bir görünüş mü, bir duman mı, bir piponun şeklini ve toparlaklığını edinerek ona karşı çıkan ve benzeyen pipo dumanı mı?
Ve sonunda, piponun göründüğünden çok daha devasa olarak tablonun ve şövalenin arkasında olduğunu var sayamaz mıyız? Bu durumda pipo, onun sökülüp alınmış derinliğini, tuvali (ya da panoyu) patlatan ve kerterizsiz bir mekanda sonsuzca yayılan iç boyutu olacaktır.
Ama bu belirsizlikten emin değilim ben. Daha doğrusu, bana kuşkulu görünen yukardaki piponun belli bir yeri olmadan yüzüp durması ile aşağıdakinin durağanlığı arasındaki yalın karşıtlıktır. Daha yakından bakarsak tuvali tutan ve desenin de içine yerleştirilmiş olduğu çerçeveyi taşıyan şövalenin ayaklarının, kabalığıyla belirginlik ve sağlamlık edinmiş olan bir zemin üzerine dayandırılmış olan bu ayakların, aslında yivli olduklarını kolayca görürüz. Bunlar, hayli masif olan bütün bu şövale, çerçeve, desen vb.’ni, her tür dengeden yoksun kılan üç ufacık noktayla zemine değmektedirler ancak. Şövale, çerçeve, tuval ya da pano, desen ve metin devrilip gidecek mi acaba? Kırılmış tahtalar, paramparça şekiller, sözcüklerin belki de yeniden artık kurulamayacağı ölçüde birbirinden ayrılmış harfler; evet, yerde böyle bir yığıntı, ama yukarıda ölçü dışı ve kerterizsiz büyük pipo, ulaşılmaz balonsal hareketsizliğinde varlığını sürdürecek mi?
Michel Foucault
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder