Doğa Tarihi Üzerine Düşünceler - Stephen Jay gould

Primatlar genel olarak diğer hayvanların çoğuna göre yavaş gelişir. Benzer vücut boylarına sahip diğer memelilere göre daha uzun yaşar ve daha yavaş olgunlaşırlar. Bu eğilim primatların evrim çizgileri boyunca devam eder. İnsansımaymunlar genellikle maymunlara ve yarımaymunlara göre daha büyüktür, daha yavaş olgunlaşır ve daha uzun yaşarlar..., diğer primatların birçoğu benzer organ gelişimlerini çoktan durdurmuşken bizim sistemimizin birçoğu büyümeyi sürdürür. W.M. Krogman şöyle diyor: " İnsan diğer bütün yaşam formları arasında kesinlikle en uzun bebeklik, çocukluk ve gençlik dönemlerine sahip olandır; yani neotenik, başka bir deyişle yavaş büyüyen bir hayvandır. Tüm yaşam süresinin neredeyse yüzde otuzu büyümekle geçer."


Biz her şeyden önce öğrenen hayvanlarız. Özel olarak güçlü, çevik yada iyi tasarlanmış değiliz; hızlı üremiyoruz. Avantajımız, olağanüstü bir deneyerek öğrenme kapasitesine sahip olan beynimizdir. Öğrenme sürecimizi güçlendirmek için, cinsel olgunluğu erteleyerek ve ergenliğe özgü bağımsızlık arzumuzu geciktirerek çocukluk süremizi uzattık.


Bizim bebeklerimiz, çoğu öngelişimsiz memelide olduğu gibi, aciz ve az gelişmiş doğar. (...) İnsan bebekleri embriyonik olarak doğar ve yaşamlarının ilk dokuz ayında da embriyon olarak kalır. Eğer kadınlar "doğru zamanda " -yaklaşık bir buçuk yıllık bir gebelikten sonra- doğum yapsalardı, bebeklerimiz diğer primatların sahip olduğu standart öngelişim özelliklerini paylaşıyor olacaktı.


Peki insan bebekleri niçin zamanından önce doğar? Evrim genel gelişim süremizi büyük ölçüde uzatmışken, niçin gebelik süremizi kısaltarak bize özünde embriyonik bir bebek vermiştir? Gebelik niçin diğer gelişim süreçleri kadar uzamamıştır?

...diğer memelilerin çoğuyla karşılaştırıldığında insanlarda doğumun daha zor olduğunun inkar edilemeyeceğini düşünüyorum. Primatlarda, dölütün kafası leğen kemiğinden geçemeyecek kadar büyük olduğunda, dişilerin doğum sırasında ölebildiğini biliyoruz. A.H. Schultz, ölü doğmuş bir habeş maymunu (iri bir Africa babunu) dölütünün ve yine ölmüş olan annesinin leğen kemiği kanalının resimlerini gösterir; embriyonun kafası kanaldan epey daha büyüktür. Schultz dölüt boyutunun bu türde üst sınır olduğu sonucuna varır:

" Doğal seçilim kuşkusuz dişi leğen kemiğinin çapının genişliğini destekleme eğilimindedir. Ancak bir yandan da gebeliğin uzun sürmesinin ya da en azından bebeklerin doğumda çok büyük olmasının karşısında işlemelidir."

Bir yaşında bir bebeği başarılı şekilde doğurabilecek çok fazla insan dişisi olmadığına eminim.



Darwin ve Sonrası
 sf 58 - 66

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder