Bir parçacık yazı insanı dünyadan ayırır, yazı çok olursa insanı dünyaya döndürür.
Yazmak gizlice gerçekleşir, gizlilik ister.
-Sisler içinde bellek, her türlü çağrışımdan ve coşkudan yoksun, yoğunluğu az
Şimdiki zaman !
Yazma arzusuyla iç içe ve yoğun, akışkan olan
Şimdi ve not etme
Yazmak gizlice gerçekleşir, gizlilik ister.
-Sisler içinde bellek, her türlü çağrışımdan ve coşkudan yoksun, yoğunluğu az
Şimdiki zaman !
Yazma arzusuyla iç içe ve yoğun, akışkan olan
Şimdi ve not etme
-nottan romana, kesintili olandan akışa nasıl geçilebilir?
parçalar halinde roman, parça roman tasarlamak
Haiku ! (şimdiyi not etmenin örnek biçimi)
haikunun kendi içindeki somutluğu ve kendi yarattığı arzu
bireyleşme, olumsallık ve duygulanım
-haikunun öykülenmesi,
öyküleme
***
Yazmayı istemek'ten Yazabilmek'e, Yazma arzusu'ndan Yazma olgusu'na...
Arzu demiştik, yazmanın kökenidir.
Yazmak bir umut olarak, umudun rengi olarak ortaya çıkar.
Öykünme... Okuma eyleminden yazma eylemine geçmek kuşkusuz bir öykünme(taklit) pratiğinin aracılığıyla gerçekleştirilebilir ancak.
hayır, okumadan yapıtı üretecek yazıya -diyalektik geçişe başka bir ad vermeli: Esinlenme
#Yazar (sevdiğim yazar), yazmak isteyen benim gibi için, kendi kendimin bir göstergesi olarak karşımda durmaktadır(...) Edebiyat, doğrudan bir öykünmeden değil de dünyanın çoğalmasından, dile getirilmesinden doğar.
Güzel bulduğun bir tümceyi not etme, yazma arzusundaki tuhaf alışkanlık
Yazar, arzusu kendini sıkıştıran kişidir.
*Rimbaud ! yazma eyleminden
kesin,tam kopuş
***
Yazmak, yazarın kibri, -anlatarak yok etme
yazınsal şeyin değeri hakkında giderilemeyen kuşku
(Barthes: "Ben birileri tarafından uzaktan sevilmek için yazarım")
Sartre: İnsan ölünce yalnızca başkaları aracılığıyla var olabilir - Sartre'a göre başkası sizi nesnel olarak saptayandır.
Yazıların tipoloji taslağı: Düşselliğin zamiri olan "Ben"
1.Ben tiksinti vericidir.
Klasikler
2.Ben hayranlık vericidir
Romantikler
3.Ben demodedir
Modernler
Yazmak isteyen, umut ve arzu uzamını ya da kararsızlık dönemini terk ettiği andan itibaren;
ne yazacağına karar vermek (nesne üzerine odaklanma, seçme -diğerlerini eleme ve yol alma)
-yazmak eyleminin adım adım gidişatı (seçilen nesneyi yazmak)
Amiel
"Sezinler gibi oluyorum, hafifçe aralıyorum, girişimde bulunuyorum, ama içine dalamıyorum"
Hem dış hem de zihinsel engelleri aşma gerekliliği
genel olarak yapıt, hareket noktasının, ilk hareketin
bulunmasına izin vermez: Bu yazarın önündeki, onu,
arzu etmiş olduğu imgedir, arzusu ona, yazmaktan
kalkarak, bir şey yazmak'a girişmesine olanak vermiştir.
Flaubert (Biçem)
"Hiç üstüne bir kitap, üslubunun iç gücüyle kendi kendine ayakta duracak bir kitap, neredeyse konusuz ve hemen hemen görünmez denecek bir kitap"
"Öyle kitaplar gerçekleştirmek istiyorum ki yapılacak tek şey tümceler yazmak olsun, tıpkı yaşamak için yapılacak tek şeyin soluk almak olması gibi"
Biçim: Mimari yapıda ve önceden düşünülmüş...
ya da yazan kişi tarafından bilincinde olmadan
***
Yapıtı gerçekleştirebilmek için çevreden uzaklaşma (rahatsız edilmemek gerekir)
Yazarın ve çevrenin çatışması
yazarın orjinal kalma, kendini kabul ettirme durumu: giyim tarzı(proust), yaşantısı...vs
"Bir tür bireyselci özgürlük"
# İnsanın yapıtına inanması, kendini ona vermesi ancak kendi içine kapanmasıyla, kendinde bir tür şizofreni, bir tür içe yöneliş yaratmasıyla olanaklıdır ancak.
kutsal olan biten değil, hazırlanmakta olan yapıttır.
yeniden başlayabilmek için bitirmek
Yaşam gereksinimleri düzeni
(dönüp duran yaşam, hep aynı öğelerle tek başına sürdürülen yaşam ve kendi kendine işlerken de enerjiyi yapıt için serbest bırakan yaşam)
-Kafka'nın evi ve iş yerindeki birörnek masası (yazı masası)
-Proust'un yatağı
-Chateaubriand'ın günlük dakik programı
-Schopenhauer !
Çalışma, insanı yatıştıran, düzene sokan, güçlü kılan, o arzulanabilir içselliğin figürüdür.
Simgesi de lamba ve sessizliktir.
***
Yazmak benim arzu ve deneyimime göre -kitabı görmektir, bir kitap vizyonuna sahip olmaktır.
Ufuktaki kitabı görmek.
Yapıt oluşturulmaya girişildiği an, okumayı kesmek, bir okuma boşluğu gerçekleştirmek gerekir.
Bir yapıtın başlaması, hareket etmesi, -ilk adımı atmak her zaman zordur.
Belli bir "Ben" in ya da "O"nun bulunması: Mallarme!
*Not edimi demiştik, parçalar halinde oluşturulan yapıt
El ve Yazı
-yazmak belki de elin hareket edebileceğinden daha hızlı düşünmemek, aradaki bağıntıya egemen olmak ve onu en iyi düzeyde tutabilmektir.
-Yazının kesintiye uğraması, devam etmekteki güçlük
Flaubert
"Bazen, kendimi bomboş hissettiğimde,ifade edecek söz bulamadığımda, bir tümce bile oluşturamadığımı fark edince, kendimi divana atar ve içimi kaplayan sıkıntı bataklığına dalmış olarak şaşkın şaşkın yatarım."
#Kendini yazmaya vermiş kişi, dünyadan ayrı kalmış(kopmuş) gibi hisseder kendini; yalnızca fiziksel bir çekilme edimiyle değil ama neredeyse suçluluk veren bir kopukluk, ilgi kesme, değer ayrılığı duygusu ile dünyadan kopmuş hisseder kendini, dünyanın kabul edilmiş değerlerinden kendini çeker, ilişkisini keser, iş birliği yapmaktan vazgeçer; çevresiyle birlikte var olmayı sürdürmesi zaman zaman güçlükle üstlendiği bir dolambaç yoluyla gerçekleşir.
(Güncellik ve çatışma)
Son olarak Nietzsche'yi örnek vereceğim: Şeyleri yeni bir dinleme biçimi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder