Yaşam Bilgeliği Üzerine Aforizmalar - Schopenhauer

Tüm zamanların bilgeleri hep aynı şeyi söylemişlerdir ve tüm zamanların budalaları, yani ezici çoğunluğu da hep aynı şeyi yapmışlardır: Ve bu durum bundan sonra da sürecektir.

Bu yüzden Voltaire diyor ki:

Bu dünyayı, tıpkı dünyaya geldiğimizde onu bulduğumuz gibi, aptal ve kötü bir biçimde terk edeceğiz.



Dünyanın hiçbir yerinde alınacak çok şey yoktur: Acı ve yoksunluk dünyayı doldururlar ve onlar geçip gittiğinde de dört bir yanda can sıkıntısı beklemektedir. Üstelik esas olarak, kötülüktür dünyada egemen olan ve budalalık da büyük söz sahibidir. Yazgı acımasızdır ve insanlar zavallıdır. Bu yapıdaki bir dünyada, kendinde çok şeye sahip olan birisi, aralık ayının karlı buzlu bir gecesindeki aydınlık, sıcak, neşeli bir Noel sofrasına benzer. Buna göre, seçkin, zengin, bir bireyselliğe sahip olmak ve özellikle zihinselliği yüksek olmak, hiç kuşkusuz ki dünyada ki en büyük yazgıdır; bu yazgı dünyadaki en parlak yazgılardan çok değişik olsa bile, durum aynıdır. Bu yüzden İsveç'in henüz on dokuz yaşındaki kraliçesi Christine'in, hakkında sadece bir makale ve sözlü anlatımlar aracılığıyla bilgi sahibi olduğu, o sıralar, yirmi yıldan beri büyük bir yalnızlık içinde Hollanda'da yaşayan Descartes hakkında söylediği söz çok bilgeceydi: "Bay Descartes, tüm insanların içinde en mutlusu, ve içinde bulunduğu durum bence kıskanmaya değer görünüyor."


Seçkin ve soylu insanlar, yazgının dersini hemen kavrarlar ve bu derse, onu almaya açık bir biçimde ve şükranla boyun eğerler: Dünyada çok ders bulunduğunu ama mutluluğun olmadığını görürler; bundan sonra, umutların yerine kavrayışlarını koymaya alışırlar ve bundan hoşnut olurlar ve sonunda Petrarca gibi konuşurlar:

"Öğrenmekten başka bir mutluluk duyumsamıyorum."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder