Heidegger Aix toprağının aydınlığında ve kayalara tırmanan tarlalarının sarısında kendini Yunan ülkesinin kıyısında gibi hissediyordu. 1958'de Aix-en-Provence Üniversitesi'nde verdiği "Hegelve Yunanlılar" konulu konferansın girişinde, Aixois Dağı'nda duyduğu hayranlığı şöyle dile getiriyor:
...Neden burada, Aix-en-Provence'ta konuşuyorum?
Bu bölgenin ve köylerinin tatlı havasını seviyorum
Tepelerindeki sarplığı seviyorum.
Bu ikisinin uyumunu seviyorum
Aix'i, Bibemus'yi, Sainte-Victoire Dağını seviyorum
Burada kendi düşünme yolumun
baştan sona bir ölçüde örtüştüğü,
Paul Cézanne'in yolunu buldum.
Bu bölgeyi denizinin kıyısıyla seviyorum,
Çünkü Yunan ülkesiyle yakınlığı ortada.
Bütün bunları seviyorum çünkü kuşkum yok,
Tinin esaslı bir tek yapıtı yok ki kökleri
üstünde dik durmak gereken öz sel bir toprağa dalmasın.
Heidegger, Cézanne üzerine yazdığı şu şiirini Rene Char'a ithaf etti:
Düşünmeye yönlendirir, Lauves yolu boyunca görünmezi
ekip biçen ihtiyar bahçıvan Vallier'nin açıktaki
sakin yüzünü saran sessizlik.
Ressamın gecikmiş yapıtında, bulunuşa girenle bulunuşun
kendisinin ayrımı yalınlıkla birleşir,
"gerçekleşir"
ve aynı anda
giz kimliğine bürünüp
kendine döner
Şiirle düşüncenin birlikte varoluşuna
yollanan bir patika mı açılıyor burada?
*
Yazı: Rudiger Safranski / Bir Alman Üstat
İlgili okuma: Cezanne'ın saplantıya dönüşmüş manzarası: 45 suluboya ve 35 yağlı boya resmini yaptığı Saint Victoire Dağı. Cezanne için artık bu dağ manzarası "dünyanın dengede olduğu bir an"dır.
https://kaotikbenlik.blogspot.com/2016/06/Saint Victoria Dağı / Cezanne
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder