Uyumsuz Yarınsız Yaşam (Albert Camus)

...umut etmeyi bırakmasını öğrendi. 
Şimdiki zamanın cehennemi, onun ülkesi burasıdır artık.
Tinsel uzlaşmazlıklar cisimleniyor, 
insan yüreğinin düşkün ve görkemli sığınağını yeniden buluyor.


Ölecek mi yoksa sıçrayıp kurtulacak mıyız, kavram ve biçimlerden kendi ölçümüzce bir ev mi kuracağız? Yoksa parçalayıcı ve olağanüstü uyumsuzu mu seçeceğiz ?

Yaşamak uyumsuzu yaşatmaktır. Uyumsuzu yaşatmak her şeyden önce ona bakmaktır. Eurydice'nin tersine, uyumsuz ancak kendisine sırt çevrildiği zaman ölür. Böylece tutarlı olan ender felsefe durumlarından biri "başkaldırı" olarak belirir.


Bu "başkaldırı" yaşama değerini verir.


İntiharın başkaldırıdan sonra geldiği sanılabilir. Ama yanlış olarak. Çünkü intihar başkaldırının mantıksal sonucu değildir. İçerdiği razı oluş dolayısıyla, onun tam tersidir. İntihar sıçrama gibi, en son noktasına götürülmüş kabullenmedir. Her şey tükenmiştir, insan temel tarihine geri döner. Geleceğini, biricik ve korkunç geleceğini fark eder, ona atılır. İntihar uyumsuzu kendince çözer. Onu da aynı ölüme sürükler. Ama biliyorum ki, sürüp gitmek için uyumsuzun çözüme varmaması gerekir. Aynı zamanda hem bilinç hem de ölümün yadsınması olduğu ölçüde intihardan sıyrılır.


Uyumsuz şu noktada aydınlatıyor beni: yarın yoktur.

Bundan böyle derin özgürlüğümün ussal dayanağı bu işte.



(Sisifos Söyleni'nden)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder