Journal - Kurt Cobain



Bugünlerde mutsuzluk evresindeyim. Öncesinde naif nefret evresindeydim. İçinde bulunduğum evreyi, popüler olmadan önce farkedip ondan kurtulmalıyım.Sonrasında nasıl bir evreye geçeceğim umrumda değil. Belki de sebzeler içimde ürettiğim kimyasalları bertaraf edecek. Bu kolay bir mazaret (kimyasallar). Enstrümanımı çok seyrek kullanıyorum. Halbuki eskiden ne heyacan vericiydi. Müzikle uğraşmak kolay iş değil. Şimdi prova yapmak zaman kaybı geliyor. Bedelini, soluduğum havayla ödüyorum. Rock starınıza nasıl yardım edebilirsiniz diye düşünmeyin.


Punk rock'ı seviyorum. Tuhaf gözlü kızları seviyorum. Maddeleri seviyorum. Ama vücudum ve zihnim kullanmama müsaade etmiyor. Tutkuyu seviyorum. İyi yapılmış şeyleri seviyorum. Masumiyeti seviyorum. Mavi yakalı işçileri seviyorum. Onlara müteşekkirim, çünkü sanatçılar onlar sayesinde var olabiliyor. Oburluğu öldürmeyi seviyorum. Kartlarımı yanlış oynamayı seviyorum. Çeşitli müzik tarzlarını seviyorum. İntihal yaptığını hissettiğim müzisyenlerle ve kendi utanç verici, acınası dünyalarını şarkılara yansıtarak bir sanat olan müziği sömürenlerle  alay etmeyi seviyorum. Şiir yazmayı seviyorum. Başkalarının şiirlerini görmezden gelmeyi seviyorum. Plakları seviyorum. Doğayı ve hayvanları seviyorum. Yüzmeyi seviyorum. Arkadaşlarımla birlikte olmayı seviyorum. Kendimle baş başa kalmayı seviyorum. Beyaz amerikalı bir erkek olduğum için suçluluk duymayı seviyorum.

Uykuyu seviyorum. Ağzıma çekirdek doldurup yolda yürürken onları belli aralıklarla yere tükürmeyi seviyorum. Park edilmiş arabaların içindeki köpeklere sataşmayı seviyorum. İnsanları mutlu etmeyi seviyorum. Görüntüme bakıp kendilerini benden üstün görmelerini seviyorum. Önyargılı insanlara önyargılı olmayı seviyorum. Dünya gençliğinin günün birinde dayanışma duygusuna sahip olduğunu hayal etmeyi seviyorum. Çatışmalardan kaçınmak için hilebaz bir çaba göstermeyi seviyorum. Temel samimiyetimin dışında başka bir şeyle savunamayacağım güçlü kanılara sahip olmayı seviyorum. Samimiyetimi seviyorum. Kendimi samimiyetsiz buluyorum. Bunlar kanaat değil. Erdem sözcükleri değil. Bir şikayet. Eğitimsizliğimden, ilhamsızlığımdan, şefkat arayışımdan ve utanmazlığımdan şikayet. Bir şiir bile değil. Bok çuvalı. Aynen benim gibi.


Şikayet etmeyi seviyorum. Şikayet ettiğim şeyleri iyileştirmek için bir şey yapmamayı seviyorum. Anne babamın kuşağını, bir toplumsal değişimin eşiğine geldikleri halde, medya ve hükümetin, muhalif hareketin tabanını sarsmak için Manson ve diğer hippi temsilcilerini propaganda malzemesi olarak kullanmalarına ve düzen karşıtlarını vatan hainleri, komünistler, satanistler, insanlık dışı hastalıklar olarak damgalamalarına teslim olmakla suçlamayı seviyorum. Sonuçta, baby boom kuşağı, en konformist, iki yüzlü yuppie'ler haline geldi. Fikirlerimi sükunetle ve akli bir şekilde, muhafazakar bir tavırla tartışmayı seviyorum, kendimi uç solda görmeme rağmen. Sistemin mekanizmasına, kendimi onlardan biriymiş süsü vererek sızmayı, sonra da yavaş yavaş imparatorluğu içten çürütmeyi seviyorum.

Tanrıyı itham etmeyi seviyorum.

Meryem'i kürtaj etmeyi seviyorum.

İsa'nın koyunlarını düzmeyi seviyorum. Kadınların erkeklerden üstün olduğunu, şiddete erkeklerden daha az yatkın olduklarını bilmenin verdiği huzuru seviyorum. Rock' n roll'un istikbalinin kadınların elinde olduğunu bilmenin verdiği huzuru seviyorum.

Rock'n Roll'u Afro Amerikalıların icat ettiğini, ancak yalnızca beyaz adamın standartlarına uymayı kabul ettiğinde ödüllendirildiğini bilmenin verdiği huzuru seviyorum. Afro Amerikalıların bir kez daha günümüzün en yeni ve en özgün müziğini (hip hop/rap) yaratan ırk olduğunu bilmenin verdiği huzuru seviyorum.


,


(Roll)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder