Kitabın, ondan kopar kopmaz, kendi başına bir yaşam sürmesi hep yeniden şaşırtır yazarı, sanki bir böceğin bir parçası ayrılmış da şimdi kendi yoluna gidiyormuş gibi gelir yazara. Belki neredeyse tamamen unutur kitabı, belki karşı çıkar o kitapta yazılı görüşlere, belki de artık anlamıyordur onu ve yitirmiştir artık o zamanlar o kitabı düşünürken uçtuğu kanatları: bu sırada kitap kendi okurlarını arar, yaşam verir, mutlu kılar, korkutur, yeni yapıtlar üretir, niyetlerin ve eylemlerin ruhu olur -kısacası: akıl ve ruhla donatılmış bir varlık gibi yaşar ama bir insan değildir yine de.
-En şanslı yazar, yaşlandığında, kendisindeki yaşam veren, güçlendiren, isyan eden, aydınlatan düşüncelerin ve duyguların tümünün de yazıların da devam ettiğini, kendisinin sadece gri bir kül olduğunu, ateşinin her yere taşınıp kurtarıldığını söyleyebilendir.
Şimdi sadece bir kitap değil, insanın her bir eyleminin herhangi bir biçimde başka eylemlere, kararlara, düşüncelere vesile olduğu, olup biten her şeyin, olup biten her şeyle çözülemez bir biçimde sıkı sıkıya bağlı olduğu düşünülürse, var olan gerçek ölümsüzlük tanınmış olur böylece, yani devinimin ölümsüzlüğü: bir kez devinmiş bulunan, tüm var olanların genel birliğinde bir kehribarın içindeki bir böcek gibi mühürlenmiş ve sonsuzlanmıştır.
İnsanca Pek İnsanca
kitabından
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder