Resim / Fotoğraf (Manet)

The Execution of Emperor Maximilian (1867)

Manet 1867 ile 1869 arasında aynı konunun beş versiyonunu yapmıştı. Bu resimler, 2006' da
John Elderfield'ın küratörlüğünde düzenlenen müthiş ve didaktik bir sergiyle Modern Sanat Müzesi'nde birarada gösterildiler. Meksikalı yetkililerce yasaklandığı için bu olayın hiç fotoğrafı yoktu. Manet resmi gazetede çıkan haberlere dayanarak yapıyordu ve olayla ilgili ayrıntılar yeni haberler geldikçe değişiyordu. Manet, Maximilian'ı infaz edenin ilk başta Meksikalı gerillalar olduğunu varsaymış, bu yüzden idam mangasının başlarına Meksika şapkası takmıştı. Zamanla idam mangasının üniformalı Meksikalı askerlerden oluştuğu öğrenildi (gerçi yakın zamanda ortaya çıkan bir fotoğraftan öğrendiğimize göre, bu üniformalar Manet'nin son ve resmi versiyonundaki üniformalara kıyasla son derece eski püsküymüş). Bir anda şunu anladım, Manet'nin yapmaya çalıştığı şey olayı bir fotoğraf karesi gibi aktarmaktı; eğer o anların fotoğrafı çekilebilmiş olsaydı, olay böyle görünüyor olacaktı. Manet resminde tam tüfeklerin ateşlendiği anı gösterir (tüfeklerin ağzından duman çıkmaktadır) ve Maximilian ile aynı anda idam edilecek olan mahkumlardan biri ölümcül bir yara almış, yere düşmek üzeredir. Fotoğraf henüz bu kadar hızlı gerçekleşen olayları kaydedebilecek kadar gelişmemişti - Leica'nın icat edilmesine daha yüzyıl vardı. Filmler çok yavaş, pozlama süreleri çok uzundu. Yine de resmin düzenleniş biçiminde, fotoğrafa özgü birtakım
unsurlar bulunmaktadır.

Eleştirmen Clement Greenberg, l 954'te yazdığı (Modernizm olarak adlandırdığı şeyin tarihinin bir eskizi niteliğinde olan) "Soyut ve Temsili" adlı muhteşem makalesinde şöyle der:

"Giotto'dan Courbet'ye kadar, ressamın birinci görevi üç boyutlu uzam yanılsaması yaratacak oyuklar açmak olmuştur. Yanılsama, üzerinde görsel bir olayın canlandırıldığı bir tür sahne gibi tasavvur ediliyordu, resmin yüzeyi ise bir tür pencere işlevi taşıyordu, izleyici sahneyi bu pencereden görüyordu. Ancak Manet, sahnenin arkasındaki perdeyi öne doğru taşımaya başladı, ondan sonra gelenler de [ ... ] perdeyi öne doğru çekmeye devam ettiler. Öyle ki artık günümüzde bu perde pencereye yapışık vaziyettedir, pencereyi örter ve sahneyi gizler. Artık ressamların üzerinde çalışabileceği tek şey, tabiri caizse oldukça mat bir pencere camıdır. "



Benim bildiğim kadarıyla başka hiç kimse, gelenekselden Modernist temsil biçimine geçişi bu tabirlerle tanımlamamış; ayrıca Greenberg dışında hiç kimse, Manet'nin Modernist tutumu tam da bu
şekilde başlattığını teslim etmemiştir. Her ne kadar diğer birçok konuda Greenberg'den tamamen farklı düşünüyor olsam da, bunu gayet açıklayıcı bir yaklaşım olarak görüyorum. Benim için önemli olan soru, Manet'yi resimde uzanım kavranışını böyle ciddi bir biçimde yenilemeye itenin ne olduğu. Burada bir tahmin yürüterek bunun fotoğrafın etkisiyle gerçekleştiğini söylemek istiyorum; herhalde herkes modern zamanların temsil teknolojisi tarihinin en devrimci buluşunun fotoğraf olduğunu kabul edecektir. Greenberg'in resmin ayırt edici özelliğinin yassılığı olduğunu söylemesi meşhurdur; bu da "Giotto'dan Courbet'ye kadar" resmin en önemli yaratıcı başarısının gerekli bir koşulu olan yanılsamalı uzamın reddi anlamına gelir aslında. Greenberg'i Modernizmin Manet'yle başladığını öne sürmeye iten de, her ne kadar kendi içinde sorunlu da olsa, işte bu gözlemdir. Bu iki düşünceyi sebep-sonuç ilişkisine dayanan bir anlatıya yerleştirmek için, sanatın gelenekselden moderne geçişinde fotoğrafın son derece etkin bir rol oynadığının kabul edilmesi gerekir. Neticede, o zamana kadar (camera obscuradaki gibi) anlık ve gelip geçici olan imgeleri sabitleyebilmiş olan fotoğraf  makinesinden daha modern ne olabilirdi ki? Fotoğraf makinesi derinliği azalttı -"arka planı öne taşıdı"-ve formları yassılaştırdı; bana kalırsa bunun sebebi büyük ölçüde o dönem genellikle teleskopik mercekler kullanılıyor olmasıdır; teleskopik mercekler, göze birbirinden ayrı görünen nesneleri neredeyse üst üste bindirecek kadar birbirine yaklaştırır. İdam mangası tüfeklerinin ağızlarını mahkumların üstüne fiziksel olarak yaslamış gibi görünür adeta, tüfekler onlara mangadan çok daha yakın gibi durur. Benzer bir şeyi bugün televizyonda beyzbol maçı izlerken de görürüz; bütün sahayı göstermesi gereken kameranın bulunduğu uzaklık, bir teleskop gibi, görüntüyü yaklaştırırken iç içe geçirir; bu yüzden topu atan oyuncuyla topa vuran oyuncu üst üste biner. 

Goya / Üç Mayıs

Francisco Goya'nın bir idam sahnesini gösteren Üç Mayıs adlı tablosunu Madrid gezisinde görmüş olan Manet, Maximilian resmini bu tablodan esinlenerek yapmıştır. Ama 1808'de, yani Goya
bu idam resmini yaparken, henüz fotoğraf makinesi icat edilmemişti. Nitekim görsel hakikat uğruna uzaklıklarla oynanmamış, mesafeler bozulmamıştır. Manet ayrıca geçiş tonlarını ortadan kaldırma eğilimindedir. Bu eğilim, fotoğrafta nesnenin önden aydınlatılmasını, gölgelerin kenarlara doğru itilmesini ve neticede kaçınılmaz olarak formların yassılaşmasını andırır; Manet portrelerinde bu efektten sıkça faydalanmıştır. Greenberg "Manet resmin daha aydınlık olması uğruna bu yassılığı kabul etmeye razıydı" der. Keza, merceklerin imgeyi öne ve merkeze doğru yoğunlaştırma eğiliminde olduğu doğrudur; bu Manet'nin resimlerinde kendisini ön planın kalabalıklaşması olarak gösterir. Bahse girerim Manet'nin resimleri, fotoğrafçı Nadar'la yaptığı konuşmalara çok şey borçluydu - zaten Empresyonizmin l874'teki ilk sergisi de Nadar'ın stüdyosunda yapılmıştı. Modernizmin gerçekleşmesini fotoğraf makinesi sağlamıştı.

Arthur Danto

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder