Celebes (1921, Max Ernst)



Ernst, Sigmund Freud'un bilinç dışı kuramından ve psikanalistin hastalarının bilinç dışını keşfetmek için kullandığı serbest çağrışım yönteminden çok etkilenmişti. Serbest çağrışıma duyulan bu ilgi, sürrealistlerin otomatizm adını verdikleri yöntemin temeli oldu. Celebes için de yapılmış bir hazırlık çalışması yoktur, Ernst kompozisyon ve formun tuval üzerinde serbestçe gelişmesine izin vermiştir, Bu eser hakkında bilinen, Almanya'da ilkokul çocukları arasında popüler olan ve bir anlamı bulunmayan “Celebes'li bir fil" tekerlemesini konu olarak seçtiğidir. Bu bilgi, Ernst'in bir asker olarak deneyimlediği tanklar ile fil hakkında çocuklukta oluşmuş fikir arasında kişisel bir çağrışım kurduğunu doğrulamaktadır. 



Ernst 1921 ’e kadar öncelikle kolaj çalışmaları yaptı. Kolajı, “birbirine uzak iki gerçekliğin aşina olmadıkları bir düzlem üzerinde rastlantısal buluşmasının kullanılması" diye tanımlamıştı. Tuhaf imge bileşimleri üreterek, sürrealist akım daha ortaya çıkmadan onun estetiğini hayata geçirmişti. Celebes'teki fil formunu oluşturmak için birbirine hiç benzemeyen nesnelerin kullanılması Ernst'in kolajlarında kullandığı tekniklerin yansıması gibidir. Canavarın gövdesini de içeren lenduha gibi kütle. Sudan'daki bir zahire ambarının bir antropoloji dergisinde gördüğü fotoğrafına dayanmaktadır. Ernst, o dönemin askeri estetiğini kullanarak gri renkli kili metalik tonlarda aktarmıştır, fakat yaratığın bacaklarının üstündeki sarkan, dalgalanan “et" onun organik kökenlerini ele vermektedir. Tabloda kullanılan diğer uyumsuz nesneler arasında bir soba borusu, emaye kahve fincanları ve madeni bir baca vardır, ilginç bir şekilde, içinden boynuzların çıktığı ''baş", göğüsleri ezilip yassıltılmış bir kadın mankeni andırmaktadır.


Resmin düzlemi, bir doku halindeki gökyüzünün önünde, gereksiz her şeyden arındırılmış temiz çizgilerle resmedilmiş lenduha gibi “fil” formunun tahakkümü altına girmiş. Canavarın görece sağlamlığı tablonun sol üst köşesinde, gökyüzünde yüzen, hemen hemen gizlenmiş iki balık ile vurgulanıyor. Yaratık, fil olarak gözükse de, sıradan, gündelik eşyanın bileşimi olması nedeniyle kesin bir tanıma da gelmiyor. Üst tarafındaki delikten dışarı çıkan ve ucunda boynuzlu bir baş olan sarmal boru, başı ve sonu belirsiz bir gövde oluşturuyor. Sol tarafından dışarı çıkan bir çift diş ise yaratığın başının aslında görünmediği izlenimini uyandırıyor. Tabloyu paylaşan uyumsuz nesneler, Ernst’in düşsel sahnesine bir karabasan havası katıyorlar.

*
Ayrıntıda Sanat

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder