Tiktaalik

Shubin, içinizdeki Balık (Your Inner Fish) isimli kitabın­da  Ekip bu fosili aramak için en doğru yerin neresi olacağı üzerine kafa yormuş ve nihayet Kanada’nın Kuzey Kutup Dairesi’nde bulunan ve tam olarak geç Devoniyen zamanına ait bu alanı dikkatlice seçmiş. İşte bilim insanlarının yoluna düştükleri yer burası; ve hayvanbilimsel define sandığını bulduktan yer de. Tiktaalik Hiçbir zaman unutulmayacak bir isim. Eskimo dilinde büyük tatlı su balığı anlamında bir kelimeden geliyor. Tür ismi olan roseae hakkında ise, gelin size, bazen dikkatli olmam gerektiğini anlatan şu öyküyü anlatayım. Bu ismi ilk duyduğumda kafamda serbest çağrışımlar tetiklendi: Devoniyen, “Eski Kızıl Kumtaşı”, De­ven kavmine ismini veren renk, Petranın rengi (“Zamanın yarısı kadar yaşlı, gül kırmızısı renkli şehir”). Maalesef ki yanılmıştım. Fotoğraf gül kırmızısını abartılı koyulukta gösteriyordu. Bu isim, Kuzey Ku­tup Dairesi Devoniyenine yapılan keşif gezisinin gerçekleşmesi için bağışta bulunan bir kimsenin onuruna seçilmişti. Keşfedildikten kısa bir zaman sonra Tiktaalik roseae'yi, kendisiyle Philadelphia’da öğlen yemeği yediğim zaman Dr. Daeschler’in bana göstermesi ayrıcalığını yaşadım ve ömür boyu içimde taşıdığım hayvanbilimci (ya da belki de içimdeki balık) söyleyecek söz bulamadı. Gözlüklerimin hafif kırmızı renklendirilmiş camından bakarken, dosdoğru atam olan bir fosilin yüzüne baktığımı düşündüm. Bu düşünce her ne kadar gerçekçi olmasa da, pek de gül kırmızısı renkli olmayan bu fosille karşılaşmam, zamanın yarısı yaşındaki gerçek atalardan biriyle tanışmaya büyük olasılıkla en çok yaklaştığım ve yaklaşacağım anlardan biriydi.



Canlı kanlı bir Tiktaalik ile burun buruna gelseydiniz, muhteme­len bir timsah tarafından tehdit edilmişçesine geriye sıçrardınız, zira Tiktaalik'in yüzü tam da bir timsaha benziyor. Bir balığın kuyruğuna ve alt gövdesine eklenmiş bir semender gövdesinin üzerine konmuş bir timsah başı. Diğer balıkların aksine, Tıktaalik'in bir de boynu vardı. Başını çevirebiliyordu. Tiktaalik, her hususta mükemmel bir “kayıp halkadır; mükemmeldir, çünkü balıklarla ikiyaşayışlıların ikiye ay­rıldığı noktadadır ve mükemmeldir çünkü artık kayıp filan değildir. Fosil elimizde. Onu görebilir, ona dokunabilirsiniz; ne kadar yaşlı ol­duğunu tahayyül etmeye çalışabilir ama bunu başaramayabilirsiniz.


*
Richard Dawkins
Kitap: Yeryüzündeki En Büyük Gösteri

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder