Schiele'nin bu ifadesi, aynı zamanda hem kendi
yaratısının bir savunusudur, hem de Eros'un varlık açısından taşıdığı
derinliğin bilincinin dile getirilmesidir. Ölümün Schiele açısından taşıdığı
çekicilik, sanatçının Eros ve cinsellikle yoğun düzeyde ilgilenmesiyle
karşılıklı bir etkileşim içersindedir. Schiele'nin dışavurumcu nitelikteki ilk
eserleri, Eros ile Thanatos arasındaki gerilim alanına indirgenebilir.
Schiele'nin "her şeyi yaşamaya çalışın"
sloganı, başka deyişle engel tanımaz merakı, doğal olarak tabulaştırılmış bir
alana yöneliktir. Schiele'nin kadın nülerini işlediği karakalem ve suluboya
resimleri, sayısal olarak yaratısının en büyük bölümünü oluşturur. Bu alanın
Schiele'nin eserleri açısından taşıdığı odak noktası olma niteliği, benzer bir
biçimde Klimt'de de vardır, Ancak Schiele'nin nülerindeki ve yarım nülerindeki
zayıf, kemikli, uzun uzuvlu kızları, bedenlerindeki çeşitli bükülmeler ve
bunların çoğu kez izleyiciyi tedirgin eden bir biçimde ele alınmış oluşu,
Klimt'in betimlediği çoğu kez yumuşak karakterli, kendi içersinde dingin
çıplaklıktan çok farklıdır. Schiele'nin erotik betimlemelerindeki ödün
tanımazlığı ve kendi yaşama biçimi, 1912 yılında sanatçının yirmi dört günlük
bir hapis cezasına çarptırılmasına yol açmış, bu duruşma sırasında sanatçının erotik
nitelikteki bir kalem çalışması da ibret dersi olması amacıyla yok edilmiştir.
Schiele’nin anlatım gücünden yana
çok zengin bir dizi erkek resmi yapmış, buna karşılık oldukça düşük sayıda
kadın portresi yaratmış oluşu, dikkat çekicidir. Betimleme biçimindeki köktencilik
göz önünde tutulduğunda, sanatçının kadın resimleri bakımından az sipariş
almış olmasında şaşılacak bir yan yoktur. Yüzyıl sonu Viyana'sında kadın resmi,
kimi zaman bir süslemeler denizinde kendisi de dekoratif bir öğe niteliğini
taşıyan güzel ve şık kadınlara ağırlık tanımaktaydı. Böyle bir durumda
Schiele'nin işlevi, doğal olarak maskeleri kaldırmak ve dış görünüşü
olabildiğince çarpıtmaktı. Entelektüel yapısı dışavurumculuk deneyi bakımından
elverişli olan bir erkekler dünyası ve incelmiş bir cinselliği sergilemesi
öngörülen bir kadınlar dünyası doğrultusundaki ayırım, iki cins arasındaki gerilimi
yansıtır. Schiele, böyle bir ayrımın zorunluluğundan derinden etkilenmişti. Bu
nedenle sanatçı, ancak geç dönemlerinde erotizmi daha esnek olarak ele alıp
işlemiştir; 1917 tarihli Yatan Kadın ve 1918'de yapılan Çömelmiş Bir Çift
Kadın resimleri, bunun örnekleridir. Kirchner ya da Heckel'in ilk dönemlerindeki
kimi olgular, örneğin cinselliğin taşıdığı arkaik doğallık, bunların yaşamla
doğrudan bağıntılı kılınışı, Schiele'nin betimlediği, sorunlarla yüklü
cinsellikle büyük bir karşıtlık oluşturur. Alman dışavurumculuğunun erken dönem
sanatçılarının resimlerinden yansıyan özgür cinsellik de, Schiele'nin çoğu
kez trajik ya da melankolik bir atmosfer içersinde işlediği erotizmle çatışır.
Schiele'nin, betimlenenin erotik
etkisini yoğunlaştırmak için çeşitli giysi parçaları kullanması da dikkat
çekicidir. Schiele'de çoraplar ve iç çamaşırları, ayakkabılar ve çeşitli
bantlar, çoğu kez aynı zamanda renklerle de altı çizilen fetişlerdir. Kaldırılmış
bir etek veya bir el hareketi, yarı açık gözlerden yansıyan bir bakış, kadını
baştan çıkarıcı, neredeyse hayvansı bir varlık olarak gösterir. Bunların yanı
sıra Schiele'nin duygu ağırlıklı, acımayla dolu betimlemeleri de vardır; genç
modellerin sevecenlik yansıtan kucaklaşmaları, duyarlı figürsel betimlemeler
gibi. Bu arada ergenlik çağının eşiğinde olanlara tanınmış olan ağırlık,
dikkat çekicidir -yeniyetmelik çağında Schiele'ye, kendisinden dört yaş küçük
olan kız kardeşi Gertrud, kimi zaman tümüyle çıplak olarak, modellik etmişti.
Schiele'nin erken dışavurumcu
dönemindeki nülerinde egemen öğe, ne yapacağı belli olmayan ya da acı çeken
insan figürüdür; bu durum, otoportrelerinde de saptanabilir. Schiele'nin ilk
döneminde bedenin dili, jestler, yağlıboya resimleriyle öteki resimlerindeki
biçim ve renk işleyişleri bakımından söz konusu olan özellikler, otoportreleri
için de geçerlidir. Sanatçı kendisine ait nü'lerde çok sayıda yağlıboya
kullanmışken, erken dönemlerinde yağlıboya kadın resimlerine çok ender yer
vermiştir. Bunun nedeni, bir yandan kalem ve suluboya resimlerin alıcı
kitlesinin daha büyük olması, öte yandan da sanatçının bu resimlerde bir
hareketin, belli bir anın doğallığını daha kolay yakalayabilmesidir.
Nü'lerinde Schiele, bir figürü
tek bir çerçeve çizgisiyle veya birkaç çizgiyle karakterize edebilmesini
sağlayan bir çizgi ustalığıyla çalışmıştır. Schiele'nin eserlerine ilişkin
yapılan biçem araştırmalarında "rasyonel olanla karşılaşmaya sık sık
atıfta bulunulurken ve bu durumun geç dönem eserlerinde, portre ve nü
çizimlerinde çok net çizgilere yol açtığı belirtilirken, Schiele'nin erken
dışavurumcu döneminde de çizginin tek başına bir anlatım aracı olduğu
çoğunlukla gözden kaçırılmaktadır. Sanatçının bu özelliği, kaynağını Viyana
Secession'unun çizgisel ve gölgesel biçeminde bulur.
http://commons.wikimedia.org/wiki/Nudes by Egon Schiele
http://commons.wikimedia.org/wiki/Male nudes by Egon Schiele
http://commons.wikimedia.org/wiki/Selfportraits by Egon Schiele
kaotikbenlik.blogspot.com.tr/ search:Schiele
ÇEVİREN: AHMET CEMAL
Egon Schiele: (1890-1918)
Avusturyalı ressam. Ailesinin büyük direnişine karşın, ortaokul öğretmenlerinin
yüreklendirmesiyle 1906 yılında Viyana Sanat Akademisi'ne yazıldı. 1907'de ilk
atölyesini kurdu. Gustav Klimt ile karşılaşması, sanatının dönüm noktalarının
birini oluşturdu. 1909 yılında akademiden ayrıldı; Gütersloh, Peschka ve
Faistauer'le birlikte Yeni Sanat Grubunu kurdu. 1910 yılında erken
dışavurumculuk dönemi başladı. Erotizmindeki gerçekçilik nedeniyle eserleri
ahlaka aykırı bulundu ve hakkında dava açıldı. 1911 yılında Viyana'da ilk kişisel
sergisini açtı. Daha sonra Almanya'da çok sayıda sergi düzenledi. 1918 yılında,
yıllardır çektiği parasal sıkıntıların sonu gelmek üzereyken yakalandığı
İspanyol gribinden kurtulamayarak 28 yaşında Viyana'da öldü. Günümüzde çağdaş
Avrupa ve Avusturya resim sanatının büyük öncülerinden biri olarak
tanınmaktadır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder