HAZİN VE ZALİM BİR SON

Il Di Da La Me Muart / Ölüm Günüm

Bir kentte, Treste ya da Udine,
Ihlamur ağaçlan bulvarı boyunca,
baharda
yapraklar renk değiştirdiğinde,
düşüp öleceğim,
sarı ve yüksek
yakıcı bir güneş altında
ve kapatacağım gözlerimi,
terk ederek gökyüzünü kendi ihtişamına.
Ilık yeşil bir ıhlamur altında
düşeceğim karanlığına
ölümümün, yayarak etrafa
ıhlamurları ve güneşi...


(La nuova gioventu’dan)



1 Kasım 1975, Roma
  
Öğlen: Öğlen yemeğini yakın dostu ve gözde oyuncusu Laura Beti’yle birlikte yer.
Laura onu öğleden sonrası için sinemaya gitmeye ayartmaya çalışır. Pasolini isteksizdir, dinlenmek istediğini ve akşamüstü bir ga­zeteciyle söyleşisi olduğunu söyler. Sonra, Furio Colombo’yla ‘en son’ söyleşisini yapar ve söyleşinin başlığı için Colombo’nun tale­bi üzerine şu ‘kehânet’i önerir:

“Siamo tutti in pericolo!” 
(Hepimiz Tehlike İçindeyiz!)

* * *

Akşam: Akşam yemeği için bir başka yakın dostu Ninetto Davoli ve eşiyle Roma, San Lorenzo mahallesindeki II Pommidoro restoranında saat 21 civarında buluşur. Restoranın sahibi Aldo Bravi’yle sohbet eder, biraz şakalaşır. Genel havası biraz gergin ve melankoliktir. Gece yarısına doğru vedalaşıp ayrılırlar.

* * *

2 Kasım 1975, saat 6:30 (sabah).
Roma yakınlarındaki Ostia’da, Signora M. Lollobrigida evinden çıkar, yol üstünde büyük bir çöp yığınının (‘rifiuti’) bırakıldı­ğını yetkililere iletir... Polisin bulduğu ‘yığın’, Pier Paolo Pasolini’nin acımasızca kat­ledilmiş ve ezilmiş cesedidir...



  



* * *

Pasolini’nin ölümü ya da katli, İtalya ve dünyada hâlâ tartışı­lan ve henüz aydınlatılamamış bir konudur. On yedi yaşında bir genç ‘delikanlı’nın (Pino Pelosi) başlangıçta üstlendiği katil rolü­nü, aynı kişi otuz yıl sonra, 7 Mayıs 2005 de İtalyan Rai Treye verdiği bir röportajda, “Hayır, onu ben öldürmedim,” diyerek reddetmiştir.

Pasolini cinayeti konusunda değişik görüşler ileri sürülmüştür:

• ‘Siyasal komplo’ görüşü: Aralarında Pasolini’nin A. Moravia, L. Beti, O. Fallaci gibi yakın arkadaşlarının da bulundu­ğu ünlü İtalyan entelektüel, sanatçı ve gazetecileri bu kanıdadırlar.

• ‘Farklı olguların varlığı’ görüşü: Değişik kişisel, toplumsal ve siyasal olguların biraraya geldiğini savunan yaklaşım.

• ‘Talihsiz koşulların rastlaşması’ görüşü: Daha ziyade kişisel öğelere vurgu yapan yaklaşım.

• ‘Organize intihar’ görüşü: Özellikle Pasolini’nin ressam dostu G. Zigaina tarafından savunulan bu yaklaşım, kendisine, Pasolini’nin ölümle çok genç yaşlarından beri içli dış­lı oluşunu ve onu bir tür ‘yeniden doğuş’ gibi değerlendir­diğini temel alır.

Hangi görüşe inanırsak inanalım, Pasolini’ye reva görülen ölüm tarzının büyük bir insanlık ayıbı olduğu konusunda hiçbir kuşku olmasa gerek.


      



*
Selahattin Yıldırım
"Pier Paolo Pasolini"
kitabı 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder