Pasolini'nin Sinema Kuramı ya da ‘Şiir Sineması’



"...şeylerin kendisi de derinden derine şiirseldir: fotoğ­rafı çekilen bir ağaç şiirseldir, fotoğrafı çekilen bir insan yüzü şiirseldir, çünkü bu fiziksellik kendiliğin­den şiirseldir, çünkü bu bir görüntüdür, gizem doludur, belirsizlik doludur, çok anlamlıdır, çünkü bir ağaç bile dilsel bir dizgenin bir göstergesidir. Ama ağaç aracılı­ğıyla konuşan kimdir? Tanrı ya da gerçekliğin kendisi. Bu yüzden bir gösterge olarak ağaç bizi gizemli bir konuşucuyla iletişime sokar. Bu yüzden, nesneleri fizik olarak doğrudan doğruya yeniden üreten sinema­nın özünde şiirsellik yatar.”

Pasolini sinema konusundaki kuramsal görüşlerini, 1960’lı yılların ortalarında geliştirdiği ‘şiir sineması’ (cinema di poesia) kavramıyla başlatır.

Pasolini, Cahiers du cinema dergisinde (1967, No. 192) şiir sineması anlayışını şöyle özetler:

“Benim düşünceme göre, sinema özü ve doğası gereği şiirsel­dir... Çünkü o düş gibidir, çünkü düşlere yakındır, çünkü bir si­nema sekansı ve bir anı ya da düş sekansı derinlemesine şiirseldir: Fotoğrafı çekilen bir ağaç şiirseldir, fotoğrafı çekilen bir insan yüzü şiirseldir, çünkü şiirsellik kendiliğinden şiirseldir...




MEDEA 


“Bu nedenle, nesneleri fiziksel olarak doğrudan yeniden üre­ten sinema, özünde şiirseldir. Bu sorunun bir cephesi... Ayrıca, tarihsel olgu, bir iletişim aracı olarak sinema var ve bu biçimiyle bütün iletişim medyasında olduğu gibi, o da farklı alt-türlere doğ­ru gelişmeye başlıyor.

“Nasıl edebiyatın düzyazı için bir dili, şiir için bir dili varsa, si­nemanın da öyle... Eğer çekilmiş en bayağı bir westernin ya da herhangi eski bir ticari filmin bir parçasını görüp, ona geleneksel olmayan bir gözle bakarsanız, böyle bir film bile, sinemada doğal ve fiziksel olarak var olan, düşsel ve şiirsel bir nitelik sunar.

“Fakat bu şiir sineması değildir. Şiir sineması, bir şairin şiir ya­zarken özel bir teknik kullanması gibi, özel bir teknik kullanan bir sinemadır.

“Bir şiir kitabını açtığımızda, onun üslubunu, uyaklarını he­men fark edersiniz; dili bir araç olarak görürsünüz ya da bir dize­nin hecelerini sayarsınız.


"Bir şiir metninde gördüğünüzde denk olan şeyi, bir sinema filminde de -üslup aracılığıyla, kamera hareketleri, montaj ve benzeri üstünden bulabilirsiniz.



Öyleyse film yapmak şair olmaktır."


kitap:
Selahattin Yıldırım

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder