"Eğer benim bir inançsız olduğumu biliyorsan, beni benden
daha iyi tanıyorsun demektir. Bir inançsız olabilirim, fakat bir inanca özlem
duyan bir inançsızım ben."
... İsa’nın Tanrı’nın oğlu olduğu kabul edilirse, ben, İncil efsanesinin dışındayım demektir: inanmayan bir adam olduğumdan, böyle bir düşüncenin dışında kalacağım bellidir. Ama İncil efsanesi derken, sözcüğü en geniş anlamında alıp, dinsel bir efsaneden söz ettiğimiz kabul edilirse, o zaman buna çok yakın olduğum görülür.... Estetik bir uç nokta değildir. Bunu genel olarak sinemadan söz ederken söyledim ve burada çok karmaşık bir kuram alanına giriyoruz. Ama kısaca özetlersek; Sinema birebir yaşantıya benzer, çünkü her birimizin önünde doğuştan ölüme değin aralık vermeksizin arkamızdan gelen, gözle görünmeyen bir kamera vardır. Gerçekte sinema yaşantımız süresince sonsuz bir sekans düzlemidir; bu nedenle gerçek göstergebilimiyle sinema göstergebilimi aynı bilimlerdir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder