Leonardo da Salai'yi

KÜÇÜK ŞEYTAN
"Salai"

Seni kendi oğlum gibi sütle besledim.
Codex Atlanticus, fol. 220v c

Temmuz ortasında, duygusal önemini gizleyen, üzerinde çok düşünülmeden yazılmış bir notun da gösterdiği üzere, Leonardo Milano’ya dönmüştü: “Jachomo vene a star e cho meeho il di della madalena nel mille 490” - “Giacomo, 1490 yılı Aziz Mary Magdalena gününde [22 Temmuz] benimle birlikte yaşamaya geldi.”

“Giacomo,” Milano’nun birkaç kilometre kuzeyinde bulunan Monza yakınlarındaki, Oreno’dan gelen on yaşında bir çocuktu. Tam adı Giovanni Giacomo (ya da Giangiacomo) di Pietro Caprotti’ydi, ama asıl olarak lakabı, Salai’yle tanındı. Babası, Pietro hakkında da çok şey bilinmiyor: belli ki çok iyi durumda değildi, bir mesleğe sahip olduğu hakkında da bilgimiz yok, ama genellikle söylendiği şekilde sıradan bir köylü olmayabilir, ayrıca Giacomo da enfant sauvage değildir. Bir resmi belgede Pietro “filius quondam domini Joannis” yani “merhum Usta Giovanni’nin oğlu” olarak belirtiliyor. Onursal “dominus” ifadesi belirsiz, ama Salai’nin dedesi olan, torununa adını veren Giovanni’nin biraz toprağa ve bir statüye sahip olduğunu ima ediyor. Her koşulda, Pietro, Giacomo’nun büyük Leonardo da Vinci’nin atölyesinde yetişmesinin karşılığını ödemeye hazırdı, bu belki oğlan yeteneğini ortaya koyduğu içindi; belki ondan kurtulmak istediği içindi; belki de oğlanı Leonardo fark etmiş ve yanına almak istemişti. Giacomo onun tek oğlu olmalı, ama daha sonra hikâyede bir çift açgözlü kız kardeş de ortaya çıkıyor.

Oğlan, herhalde, bir famiglio (uşak, getir götürcü, hamal ve daha çok da atölye modeli) olarak kabul edilmişti, ama aynı zamanda onu bir ressam olarak yetiştirme düşüncesi de vardı, aslında “Leonardovari” kalıptan geçerek çok usta bir ressam oldu. Bu arada, aynı zamanda, şimdilerde ele avuca sığmaz hatta bir parça serseri dediğimiz türden biriydi ve hayat boyu ona eşlik edecek olan Salai lakabını alması uzun sürmedi. Bu lakap Leonardo’nun Ocak 1494’te yazdığı bir ödeme notunda görünüyor. Anlamı “Küçük şeytan” ya da “Demon” ya da belki “şeytancık”tır - dilsel olarak Arapça’dan uyarlanmış gibi görünüyor; daha doğrudan bir şekilde Luigi Pulci’nin hiç eskimeyen komik epiği Morgante maggiore'de yer almıştır, bu da Leonardo’nun hazırladığı bütün kitap listelerinde görünen bir eserdir. Küçültücü Salaino şekli de kullanılıyordu ve daha sonra Leonardo ekolünden bir ressam olan Andrea Solario’yla karışmasına yol açtı: Leonardo’nun Milano’daki çevresine dair on dokuzuncu yüzyıl hikâyelerinde mitsel bir “Andrea Salaino” dolanmaktadır.

Konumu nedir? Leonardo’nun minik yardımcısı? Onu eğlendiren bir maskot mu? Onun yeni hoş oğlanı mı? Burada asıl nokta yoldaşlıktır: Giacomo onunla birlikte, onun yanındadır. Leonardo burada yetişkin hayatının en uzun ilişkisine girer, çünkü Salai onun yakın çevresinde yirmi sekiz yıl sürekli varlık gösterecektir. Fakat, birbirlerini bir daha en son ne zaman gördükleri belli değil: Salai 1519 yılında Leonardo’nun vasiyetnamesinin tanıklarından biri değildi. Bu son ayrılık bir kopuş olabilir, ama böyle olsa bile, Leonardo’yu vasiyetinde ona cömert bir pay bırakmaktan koymamıştır.

Bunun aynı zamanda eşcinsel bir ilişki olduğundan kuşku etmek güç, ama olasılık dışı bir şekilde aziz suretine bürünmüş Leonardo’yu yeğleyenler onun bakir olduğunu öne sürebilir. Vasari Salai’nin güzelliğinden bahsediyor:

 “Milano’da Leonardo uşak [creato] olarak Salai adlı bir Milanoluyu almıştı yanına, çocuk aşırı gözalıcı ve çekiciydi. Güzel, bukleli ve kıvırcık saçları vardı, Leonardo’nun heyecan duyduğu türden saçlar.” 

Burada açıkça söylenmeden çok şey söyleniyor. Lomazzo, Leonardo’yla antik heykeltıraş Phidias arasındaki hayali bir “diyalog” türünden edebi bir örtüyle de olsa daha cesur davranır. 

Phidias Salai’den Leonardo’nun “en sevdiği öğrencilerinden biri” olarak bahseder ve şöyle sorar: 

“Floransalıların pek sevdiği o ‘arka taraf oyununu’ onunla oynadın mı hiç?” 

Leonardo da buna şu yanıtı verir: 

“Defalarca! Onun özellikle on beş yaşlarındayken, çok hoş bir delikanlı olduğunu bilmelisin.”

 Lomazzo hileli ama bilgili bir kaynaktır: ergenlik çağına geldiği zaman Salai’nin Leonardo’nun cinsel eşi olduğunu söyler gibidir. Freudcu görüşe bakılırsa, eşcinselin genç oğlanlara (ya da oğlan gibi olan güzel delikanlılara) olan sevgisi kendi çocukluğunun bilinçdışı bir yeniden canlandırılmasıdır ve böylece anne sevgisinin kayıp duygusal havası demektir. Yine özdeşleşmeyle karşılaşıyoruz: Salai’nin yüzüne baktığı zaman Leonardo yarı bilinçli bir şekilde o yaşlardaki kendini görmektedir. Salai’nin annesinin de adı Caterina’ydı: bu psikolojik zincirde bir başka bağ.


Ve Salai’nin yüzüne de bakabiliriz.

Dikkat etmek gerekli çünkü bazı çizimler kesinlikle olamayacakları halde Salai’nin portreleri olarak gösterilmiş. Bunların en eskisi, Floransalı bir Madonna ve Çocuk’la birlikte bir Windsor yaprağında bulunan bir tanesi onun doğduğu sırada çizilmiş. Yine Windsor’da bulunan, profilden çizilmiş bir her iki cinse ait olabilecek delikanlı da üslup açısından 1480’lerin sonlarına tarihleniyor ve yine o olamaz. Gerçekten Salai’ye ait olduğu öne sürülen portreler bunlara benziyor ama onları tekilleştiren nitelikleri var. Başka deyişle Leonardo’nun sıkça karaladığı erkek güzelliği idealini andıran belli bir duruşları var, bu da Leonardo’yu ona çeken şey olmuş olmalı.


En makul görünen portreler Windsor’daki ikiz profil, sağdaki pembe renkli hazırlanmış kâğıt üzerine kırmızı ve kara tebeşir karışımıyla yapılmış, soldaki diğeri (buraya alınan portre) beyaz kâğıt üzerine kara tebeşirle yapılmış. Clark’ın “Leonardo’nun erken dönem eserlerindeki Verrocchiovari oğlanlar” dediği şeyden, daha yuvarlak, daha hassas çenesiyle ve daha kısa ve iyice kıvırcık haliyle farklılık göstermektedir - tam da Vasari’nin öne çıkardığı şekildedir: “Güzel, bukleli ve kıvırcık saçları vardı, Leonardo’nun heyecan duyduğu türden saçlar.” Alnının pürüzsüz hattı da özellikle benzemektedir -kaşla burun köprüsü arasındaki o çukurlanmayan akış. Üslup açısından, tebeşirin incelikli tutuluşu açısından, çizimler 1508’e tarihlenebilir, yani Leonardo’nun Milano’daki ikinci ikâmetinin başlangıcına. Salai’yi yirmili yaşlarının sonunda gösteriyor olmalılar — insanı aldatan bir oğlan görünümü olan dermansız, biraz zarif bir delikanlı. Eğlenceyle sıkıntı arasında gidip gelen ağır gözkapakları vardır. Onu bugün piazza’da gezinirken yâ dâ bir motorino'ya binmiş dar sokaklarda turlarken görebilirsiniz.


Bu dikkat çekici profilin ilk değişkeleri Boltraffio’ya atfedilen, bu çizimde meşe dallarından bir taç takmış bir delikanlıyı gösteren bir çizimde ve British Museum’daki profilden bir adrojen figürü gravüründe bulunuyor. Bu sonuncusu “AC-HA LE. VI.” logosuna sahip (yani Achademia Leonardi Vinci) bu da 1490’ların sonlarını tarih olarak gösteriyor: bu anlaması güç Milano “akademisini” daha sonraki bir bölümde ele alacağım. Bu yapıtlar Leonardo’nun atölyesinden çıkıyor ve büyük olasılıkla bu dönemde yapılmış, Leonardo’ya ait kayıp bir Salai çiziminin değişkeleri olabilirler.

Boltraffio’nun, iki değişkesi bilinen (Uffizi ve Londra, National Gallery), huysuz Narcissus'unun da aynı türden düz alın bir profile ve bukleli saçlara sahip.

Eğer bunların modeli Salai’yse, o zaman Uffizi’deki Leonardo’nun elinden çıkma kırmızı tebeşirle yapılmış ikiz portredeki delikanlı da öyle olmalı: kaşın karakteristik çizgisi kalın bir tutam buklenin altından zar zor görünüyor. Yaşlı, kel, o karakteristik dişsiz profile sahip bir adam ona dikkatle bakıyor. Yaşlı adamın sağ eli gencin omzunda duruyormuş gibi, ama ön kol çekilmemiş, o yüzden iki beden tek bir gövdede kaynaşıyor gibi ve alegorik Haz ve Acı çizimlerini hatırlatıyor. Bu çizim de 1490’ların sonuna tarihli, Salai’yi onlu yaşlarının sonunda gösteriyor. kederli bir komedi havası hâkim, tıpkı o ilk günah layihasında olduğu gibi, ama şimdi mizaha kendine acıma ve keder karışmıştır. Yaşlı adam sevdiği bu oğlana bir zaman uçurumunun ardından bakar, bu oğlan onun kayıp ergenliğinin aynasıdır. Leonardo bu noktada kırklı yaşlarının ortalarındaydı, hâlâ dinç bir adamdı, ama burada (başka yerde olduğu gibi) kendini bu yaşlı “fındıkkıran adam” olarak karikatürize eder. Bu cinsel bir belirsizlik imgelemi olabilir: bir sevgili olmak isteyen adam bunun yerine kendini pinpon baba figürü olarak bulur. Çizimin havası bir para babasının küstah oynaşı için duyduğu istekli bir hoşnutluğu düşündürüyor.



Salai 1490’ların usta düzenbazı olmaktan çıkıp bu portrelerde gördüğümüz havalı ve pek güvenilir olmayan delikanlıya dönüştü. Belgeler para babası fikrini destekliyor, genellikle eli sıkı olan Leonardo, koruması altındaki bu harcanmış gence lüks harcamalar yapıyor. 4 Nisan 1497 tarihli, “Salaino masrafları” başlıklı bir not, özellikle hoş bir pelerin hediyesine yer veriyor:

4 braccia gümüş rengi kumaş
Şerit için yeşil ipek
Kurdelalar
Küçük halkalar
Dikim
Önden bağlamak için kurdela

15 liret 4 soldi 9 liret 9 soldi 12 soldi 1 liret 5 soldi 5 soldi... Bunları sıraladıktan sonra, Leonardo “Salai soldi çaldı” diye ekliyor, herhalde paranın üstünü geri vermediğini kastederek. Daha sonra Salai üç düka alıyor, “şeritli gül rengi bir çift külotlu çorap almak için gerektiğini söyleyerek.” Leonardo ayrıca Salai’ye verilen borçları ve bazen Salai’nin Leonardo’ya verdiği paraları da kaydetmiş. Ekim 1508’de “Salai’ye kız kardeşinin çeyizini tamamlayabilsin diye on üç altın borç verdim.” Sonra Porta Vercellina’nın dışındaki, Leonardo’ya Mağribi’nin 1497 yılında verdiği, Leonardo’nun Milano’dan ayrılmasından sonra Salai’nin babasına kiralanan evin hikâyesi var ve zamanla burası Salai’nin kendi mülkü ya da intifa hakkı olmuş gibi görünüyor, burayı o kiralıyor ve devrediyor. Burası Leonardo’nun vasiyetinde “süresiz olarak” ona ve haleflerine resmen bağışlanmıştır.

Bu ilişkinin geçer akçesi hediyeler. Salai’yi biraz hırslı bir delikanlı olarak görebiliriz: ustasının cömertliğini ve bağlılığını sağlıyor. Tartışmalar ve barışmalar da var elbette. Codex Atlanticus’un bir sayfasında şunları okuyoruz: “Salai, dinlenmek istiyorum, savaşmak istemiyorum, savaşmak istemiyorum, lütfen teslim oluyorum.” (Bu sözler Leonardo’nun elinden çıkmış değil; tuhaf bir şekilde bir alışveriş listesinde, sanki listeyi yazan kişi o sırada onları duymuş ya da ona aktarılmış gibi.) Ama onların uzun ilişkilerinden başka nitelikler de görünür oluyor. Salai öğrencidir, uşaktır, kopyacıdır, oğlan, yol arkadaşı, müstahdem, gözde, sırdaştır - Leonardo’nun vasiyetinde hatırlanmasına yol açan “iyi ve nazik hizmetlerde” bulunmuştur. 1490 yazında geldiğin andan itibaren melek yüzlü bu kötü çocuk Leonardo’nun maiyetinin ayrılmaz bir parçası olmuştur: onun gölgesi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder